• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

NİYE DERTLENİYORUM Kİ?

15.06.2012 00:18:15

 

Sayın Okurlar;

Uzun, cilalı, süslü, püslü lafları bir kenara bırakalım. Özetle ve kısaca, (bir insan niye dertlenir ve neden şikayetçi olur?) Örneğin; bu iktidar, bu muhalefet gökten Ali Cemali Efendinin zembili ile mi indi, yerden mantar biter gibi mi bitti, yoksa seçim yasasına uygun meşruiyetini koruyarak mı geldi. Böylece, ülkemizde sayın idare edenleri kim seçti. Tek kelime ile halk. Sorumlusu halk olursa, genel bir düşünce ile bu dertlenmeler nereden çıkıyor. Benim bildiği kadarıyla girmeden evvel çıkmayı düşünmek lazımdır. Öte yandan, siyaset, kurum veya kuruluşlar, dolayısıyla insanlar, yaptıkları işlerden tenkit edilmez mi? Bir yanlışlık varsa elbette ki o konunun eleştirisi yapılır. BENİM BU KONUDA ASIL ÜZERİNDE DURDUĞUM MESELE KİMLERİ SEÇTİĞİM, KİMLERE OY VERDİĞİMDİR. Bunun hesabını yapamıyorsam, o oyun ne kıymeti kaldı. Her meseleye aklımız eriyor da bu noktaya gelindiği zaman mı mazeret üretiyoruz. Pişman olacağımız bir sarhoşluğa düşersek, bundan böyle kaderimize de razı olacağız. Bir başka gerçekte odur ki, insanlar yerilmekle marifetli, yanılmakla da alim olurlar. Örneğin; ALDIM İPEK, SATTIM İPEK, HANİ BUNUN KARI FELEK DEMEZLER Mİ? YANGININ KÖRÜKLEYEN SAÇINDAN TUTUŞUR. Bu nedenle, halk edebiyatımızda (kenarına bakılır bezi alınır, anasına bakılır kızı alınır) akıl var, izan var, mantık var. Yani; hem seçeceğim, hem de daha sonra dertleneceğim. (KELAMINDAN OLUR, MALUM KİŞİNİN KENDİ MİKTARI) teşhisi yanlış doktor elbette ki veba mikrobu gibidir. Bunların, tam tersi de olur, o zaman da mutluluktan havalara uçarız. Yani; şahsen ben, kendi başımı bağlamaktan aciz olacağım, ondan sonra kalkıp gelin başı bağlamaya çalışacağım, olur mu? Özetle; adama sormazlar mı, (bu akıl, bu fikir, bu düşünce, bu tecrübe, bu yaş, bu baş daha evvel neredeydi? KEMALİN VARSA YERİNİ BULURSUN. Dertlenen insan, daha sonra istediği kadar yanıldım desin. Neticesine en tabi şekliyle katlanacaktır. Her işe aklımız eriyor da, bunlara mı aklımız ermiyor? GEÇMİŞTEN GELECEĞE VE TECRÜBELERE BAĞLI KALARAK EN DOĞRUSUNU DÜŞÜNMEK İRADEMİZİN DIŞINDA MI?

Anlamaz bahsi sallarsın başın,

Her sözünden, name-i hay hay çıkar,

Son pişmanlık müfit olmaz beyim,

Hay hayın altından çok vay vay çıkar.

 

KÖŞEMDEN GÜNCELLEME

(Kararı siz verin)

 

Efendim;

İnsan beyninin dinleme ve anlama kapasitesi sınırlıdır. Bu nedenle olacak ki, dersler azami kırk beş dakika yapılır. Akabinde on beş dakika ara verilir. Aralıksız üç saat konuşulur mu? Ben böyle bir konuşmaya şahit oldum ve başım ağrıdı. Kaldı ki, tabiri amiyane ile, çok söz moloz gibidir. Tecrübe ehli olanlar, bunu böyle bilirler. Nitekim, çok söyleyen, çok yanılır.

Bin türlü metih, çehre-i canana yakışır,

Çok söz meseldir, bu ki, Kuran’a yaraşır

Abest olur sözün çoğunda revnak

Ki, Kuran’a yaraşır çok söz ancak

(Güvahi-Zati)

 


 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: