KONUŞMALAR GÜZEL OLABİLİR (Sonuca Etki etmiyorsa ne olacak?)

04.07.2012 00:57:52

Sayın Okurlar;

Siyaset potasında, her an konuşulan mevzuları, elimizden geldiği kadar dinliyoruz. Bu konuşmaların başlangıcı da, açıklama bölümü, sonucu da doğru olabilir. Ancak, bütün bu doğruluklara rağmen, netice değişmiyorsa ne olacak? Kanaati acizem odur ki, sadece ve sadece konuşmuş olmak için konuşulmuş olunacaktır. Bir üstelik, o kadar da zaman geçecek. Yani, örneğin; ben, baştan göremeyeceğim, düşünemeyeceğim veya meseleler üzerinde ciddiyetle durmayacağım, daha sonra birileri gelecek, başarılarını sergileyecek, mührü de teslim alacak. O zaman, elbetteki, mühür kimdeyse Süleyman odur. Bize de sonuçları tedavi etmek düşecek. Ancak, o mühürün de yetki ve sorumluluğunu iyi korumak gerekir. Bu da meselenin başka bir boyutu.

Sayın okurlar;

Laf söylemekle, ağız aşınmaz ama, etkisi olmayan, sonuçları değiştirmeyen laflar da gök kubbede çınlamaz. (YAHŞİ HİMMET GEREKİR, RAH-I TALEPTE) işte b u nedenle beyhude laflarla MENZİL ALINMAZ, DÜKKAN AÇILMAZ, PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ, VELHASILI KELAM, SADECE LAFLA DEĞİRMEN DÖNMEZ. AKILLIYI ARKADA TUTAR, AKILSIZI KLAVUZ YAPARSAM, ÖTE YANDANAKLIMLA GÖRMEYİP, KALBİMLE İŞİTMEZSEM, YANİ KENDİME ÇOK GÜVENİR, ÖNEMLİ KONULARI DİKKATE ALMAZSAM (ELİN OĞLU YOKLAR BENİM FENDİMİ, ALLAH KORUSUN, DAĞITIRLAR TUZAĞINI FENDİNİ) Ham demirler dövülmez, örs de yumrukla kırılmaz. (Demir tavında dövülür) sözünü çöplüğe mi attık? Netice itibariyle, mağlubiyeti de, galibiyeti de bir yerde kabul edeceğiz. Bundan böyle her iki tarafta, başarı ve başarısızlığını evvela kendinde arayacak.

Göreli zülfini bilmem ki, ne haller oldu bana

Aklımı başıma devşirme şart oldu bana (sözünü baştan düşüneceğiz)

Bundan böyle, işler başarana buyurulur ve iş başaranındır. UNUTMAYALIM Kİ, HUSUL-İ MAKSADIN SERMAYESİ GABİLİYETTİR. Kafada, elde istidat olunca, faydalar ve verimlilikler kendisini zaten gösterir. Bayram geçtikten sonra, ben kınayı ne yapayım. Bütün bunların içinde tek taraflı, şartlı ve kendine göre bir güven yatıyor. Ancak, karşının, yani muhatabın, kuvvetini görebildik mi? Planını çözebildik mi? İşte ana mesele bu. ANCAK, HER YERE DÜŞEN MAĞLUP DEĞİLDİR, ASIL MAĞLUP, YERE DÜŞÜPTE BİR DAHA KALKMAYANDIR. PEK TEBİ, İNSANOĞLU HEP YENİLMEZ, BİR GÜN DE YENMESİ GEREKİR. AKSİ TAKDİRDE O ER MEYDANLARINI VE PEHLİVANLIĞINI BIRAKMASI LAZIM GELMEZ Mİ?

KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME

(Kararı siz verin)

Efendim;

İlimize yeni bir televizyon kuruldu. Deneme ve tanıtım yayınları ile sayın halkımıza hizmet verebilmek için, canla, başla çalışıyor. Bu arada, televizyonun çok değerli sayın müdürü ile, tanışma imkanı buldum. Sağolsunlar, bizi, büyük bir nezaket ve incelikle karşıladılar. Gördüğüm kadarıyla, hemen hemen tüm cihazlar, araç ve gereçler teknolojiye en uygun şekilde değerlendirilmiş. PLANLI, METODLU, İLKELİ, SEVİYELİ, DENGELİ VE KANUNLARDAN YANA BİR TARAFSIZLIK İÇERİSİNDE HİZMET SUNMALARI, EN HALİSANE DİLEĞİMDİR. BU ARADA, ACELE EDİLMEMESİ, ÇOK DÜŞÜNÜLMESİ, TELEVİZYON YAYIN İLKELERİNE UYULMASI, HASSASİYETİN GÖZ ARDI EDİLMEMESİ, MEVCUT İŞLERİNDE EHLİNE TESLİMİ KONUSUN DA DİKKATLİ OLUNMASI, HİZMET HAYATININ VE İSTİKRARININ SAĞLANMASINDA ÖNEMLİ ROL OYNAR.

ALLAH HAYIRLI UĞURLU ETSİN.