EVVELA KOLTUK DEĞİL EVVELA KAFA

18.07.2012 00:17:49

Sayın Okurlar;

Yıllarca, iktidarı, muhalefeti, kurum ve kuruluşları, velhasıl biz insanlar, laf eder dururuz. Bu arada, gerçeği, doğruyu, teşhisi ve tecrübeyi güzel görebilenler, güzel tartanlar, ADAM GİBİ KONUŞURLAR, HATIRA FETVA VERMEZER, SANİYEN, YARIM YAMALAK YALAMA HİÇ BİR FİKRE DE İTİBAR ETMEZLER. Koltuğunu, başkalarına kaptırmama sevdasın da olan menfaat perestler, iş güz arlar, Bukalemun gibi konduğu dalın rengini alırlar, YANİ KOLTUĞUM DA KOLTUĞUM. Başka derdi yok sanki.

Sayın Okurlar;
Benim bildiğim, koltuğun hakkı verildiği zaman her şey güzel olur, Adalette rayına oturur, yolunu bulur. Yani kafa boş ise, işe yaramaz. ( Anadolu da “kafa büyük içi boş, tut kulağından çifte koş derler) Kalaylı bakır küflenmez. Kalemin ucu, kılıcın gücü, akıllı olan beyinler de kuvvet kazanır, işte bunun içindir ki (serseri cahilde kalem, deli de silah tehlikedir.) kaldırımlar da, koridorlar da arzı endam ederek, fes ve kavuk eğerek gezmek kolaydır. Gel gör ki; OKUMUYOR, ÖĞRENMİYOR, DÜŞÜNMÜYOR, HİZMET VERMİYOR, ÜSTELİK ALIN TERİDE YOK. YANİ BİR NEVİ BEDAVADAN LÜSK HAYAT. Bilmezsen kolayını, pek tabi berbat edersin alayını. Akıllı düşmandan korkulmaz. Akılsız dosttan korkulur. Beş kuruşluk menfaat için, gelene ağam, gidende paşam dersen, yarın o koltuk adamın kafasına geçer. AKIL OLMAYINCA BAŞTA, NE KOLTUKTA BİTER, NE YASTIKTA. Dolayısıyla, bir insandan akıl, ruh ve maneviyat giderse, geçen yazılarım da dediğim gibi, geriye et, kemik ve sinir kalır. Bunlar da zaten kasapta var. Kısaca insana sorarlar; NE YAPTIN KARDEŞİM? ESERLERİN VAR MI? OLAY KISACA BU. Dolayısıyla bu tür konularda BEN, SEN, O fark etmez. Ben, kafesin büyüklüğüne, kedinin rengine bakmam, önemli olan kafesin içerisinde ki kuşun cinsi, kedinin de fare tutup tutmamasıdır.

KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME

( kararı siz verin)

ARKASI GÜÇLÜ SUÇLUYA BİŞETY OLMAZ

Efendim;

( İllet ile dirilen, mihnet ile can verir. )

Ülkemizde birçok ihmalin, dolayısıyla zamanın da ciddi tedbirler alınmaması nedeniyle, sonu, ölümle biten birçok olaylara rastlıyoruz. Bu arada, pek tabi, maddi ve manevi yıpranmalar da oluyor. Örneğin; yanlış yapılaşmalar da, depremler, dere kenarlarına kurulan binalardaki büyük hasarlar, belediye çalışmaları sırasında, üstü kapatılmayan büyük çukurlar ve çocuk ölümleri, karayolların da, uyarı levhaları ve işaretlerinin acilen yerlerine konulmaması gibi.

Sonuç; kısa ve klasik bir deyimle, ÖLEN ÖLÜR, KALAN KALIR? SUÇLU KİM? SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA. Nitekim suçu gayriye atmak, herhalde Havva anamızdan kalmış. Suçu gelin etmişler, kimse sahip çıkmamış. Adaletin ve Adaletli olmanın güzel insanlarını bir tarafa bırakırsak, kuvvetli ve tayfalı zengin, malından yerken, yoksul canından olur. YANİ, KONUŞ KONUŞ DUR. AL GÜLÜM VER GÜLÜM, NASIL OLSA ALAN RAZI, SATAN RAZI. Kılıcının iki tarafını da kesen ağanın, muradı yerine gelince, hizmetkarına sadece ağlamak düşer. Çevresi kuvvetli suçlu zengin, ölürse, mezarına mermer taş dikerler, zavallı züğürde de çalı nişan ederler. Bu işler böyledir. Hey gidi felek ; kimine karpuz yedirir, kimine kelek Uzun lafı kısası; DEDİK YA; İLLET İLE DİRİLEN, MİHNET İLE CAN VERİR. ALLAH CÜMLEMİZİ KORUSUN