BIRAKIN ARTIK, ŞU İKTİDAR VE MUHALEFET HIRSINI

30.07.2012 00:39:35

Sayın Okurlar;

Çok partili hayatımıza geçişle, iktidar ve muhalefetteki koltuk, fikir ve inatlaşma mevzuunu bir türlü bitiremedi. Bir insan, çok okur, az okur veya çok bilir, az bilir. Bunların bir kalem geçelim. Aziz milletimizin, artık büyük beklentileri var. İnsanoğlundaki bu muazzez akıl, idrak, devletin ve vatanın saadet ve selameti yollarında artık bir araya gelmelidir. Hani, derler ya; (bu gemi batarsa, çok kişi bundan zarar görebilir.) halkın deyimi ile, elin oğlu iğnenin deliğinden Hindistan’ı seyrediyor. Bundan böyle, aklın yolu birdir ve doğru da bir tanedir. Öyle idareyi maslahatla, Tecahül-Ü Arif Sanatı ile geçilecek zamanımız mı var? Kaldı ki, devletin koltukları, babamızın çiftlik koltuğu da değildir. Kurtlar birbirine düşerse, koyunlar aradan çabuk geçerler. Genelde, arif kişiler arkada, kılavuzu karga olanlar da ön saflarda giderse, vay gel de o toplumun haline. Bundan böyle, makamlar, sıfatlar o koltukların verdiği sorumluluğu, yetkiyi, görevi layık-ı veçhiyle yerine getiremezse, bir gün indirirler. Ağustos böceği ile karıncanın ibret veren hikayesini herkes bilir. Eğri yolda olan bir insana, doğrusun demek ise dünyanın en büyük alçaklığıdır. İşte bu nedenle, dünyanın en tehlikeli insanı BİLMEDİĞİNİ BİLMEYEN İNSANDIR.

Sayın Okurlar;

Dünyanın büyük devlet adamları meselelerin yalnız başını görmemişler, sonunu da hesap etmesini bilmişlerdir. ZATEN, ANA KONUMUZ DA BUDUR. Devletin, vatanın, halkın güvenliği ve geleceği her şeyin üzerindedir. Devlet mansıbı, bir güvercinliktir. Biri kalkar, biri konar. Boş laflarla, hikayeden sözlerle geçirilecek zamanımız yoktur. Kısaca, bırakalım BEN, SEN, O DAVALARINI. Bize zeki olduğu kadar, çalışkan insan da lazımdır. Yerleri boş iken dolaşanların, her tarafı, Caferi altını olsa ne yazar? Toplumlarda hamala da ihtiyaç vardır, kemale de. Gaflet uykusunda olanları ise kendi hallerine terk etmek en isabetli yoldur. Vazifenin, sorumluluğu temel taşı, Allah için, evvela inançlı insan olmaktan geçer. Aziz aklımız nerede? Göğe mi çıktı. Yani, yandı, bitti kül mü oldu?

Sayın Okurlar;

İnatlaşmak, dikleşmek, benim demek, şeytan düşüncesidir. Ben, şahsen, dünyanın en yetkili bir koltuğuna otursam “TAŞA ÇİVİ ÇAKILMAZ, HASET ÖĞÜT DİNLEMEZ, FESATI YÜZ SENE KAYNATSAN BİR ZERRESİ EKSİLMEZ” gerçeğini göremiyorsam, düşünemiyorsam bu kafa, sepet kafa değildir de nedir? İyi doktor hastasına acımaz. Geçmiş yağmura şemsiye almanın bir anlamı yok. HER GÜN, ŞEHİTLERİN GELDİĞİ MİLLETİN KAN AĞLADIĞI BİR ORTAMDA DİDİŞMEK, DÜŞMANLARA ZEMİN HAZIRLAMAKTAN BAŞKA NEYİ DEĞİŞTİRECEK? AKILLI OLMAKTA, BEHAMAL FAYDA VARDIR. YÜCE ALALH DEVLETİMİZİN VE MİLLETİMİZİN YARDIMCISI OLSUN.

KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME

(kararı siz verin)

ZİHNİYETE BAK

Efendim;

Çalışmak, okumak, hizmette bulunmak ve üretmek bir fazilettir. Her nasıl oluyorsa, Ramazan ayı gelince, yollarda dilenenlerin sayısı, ziyadesiyle artıyor. İşin düşündürücü yanı, bunu yapanların, genç yaşta olmaları ve bir kısım dilencilerinde kucaklarında çocuk taşımaları.

Yüce Allah, kimseye dert verip, derman arattırmasın. Ancak, zihniyet şartlı olarak, tek taraflı dilenmeye yönelirse, bu düşündürücüdür. Bunların bütün meselesi, nazik bedenini yormayacak, çalışmayacak ve alın teri ile para kazanmayacak. Sadece ve sadece ense, kulak büyütecek. Bedavadan yaşayacak. ZATEN GERÇEK FAKİR DİLENMEZ. ONUN ONURU VARDIR. ACINDAN ÖLSE DE KİMSEYE EL AVUÇ AÇMAZ. Bildiğimiz kadarıyla helal para, yine helalinden alın teri ile olur. NEREDE? Bu tipler dilenmeyi adeta meslek haline getirmişler. Her türlü şeytanlığa aklı, fikri ererken, çalışmaya gelince, yok. Ne diyelim, Allah islah etsin. TEMBELE; (KAPIYI KAPAT DEMİŞLER, YEL KAPATIR, DEMİŞ.) ŞU KEYFE VE LAKAYITLIĞA BAK. LİRAYI BOZUYOR, FAKAT KEYFİ BOZMUYOR.