GİZLİ SITMALAR YUMUŞAK DİKENLER

03.08.2012 00:41:50

Sayın Okurlar;

Her kim olursa olsun, insan olmanın büyüklüğünü, nimetini ve kıymetini bilemeyenler, insanlık dışı her türlü maddi ve manevi menfaati, kendilerine mübah sayarlar. İnsanlık meziyetini özünden kaldırıp, bunları atan bir düşüncede, akla ve hayale dahi gelmeyen her türlü gayri meşru olayları yapmak cüreti vardır. Bütün bu gayri meşru olayları yapmanın, herkeste bilir ki yaşı, başı, okumuşu veya cahili olmaz.

Sayın Okurlar;

Bir insan için yüce Allah’ın en büyük lutfu, pek tabi güzel ahlaktır. Güzel bir yüz, ya da nazlı bir davranış bile, (kalp kötüyse) fena ahlakı gizleyemez. AHLAK DUYGUSU, İHTİRASLARI KONTROL EDER VE AHLAK CEMİYETİN TEMELİDİR. Ülkemizdeki çık düşündürücü, çok üzücü bazı kimseler ki bunlar gizli sıtma ve yumuşak diken misali, her yerden mantar gibi biterler. Bu gizli sıtmalar ve yumuşak dikenlerde, haşa, Allah korkusu, inanç, öte yandan Devlet, Vatan, Millet, Sevgileri çok zayıftır. HANİ DERLER YA; ALIŞMIŞ KUDURMUŞTAN BETERDİR. Teşbihte hata olmazsa, bu şer ve şeytan güçler, anasını satmış, babalarını da tellala vermiştir. Abdestsiz Sofuya, namaz dayanmaz. Tüm işleri güçleri ( ANAM BABAM KESEM, ELİMİ SOKSAM YESEM ) Yani çalışmayacak, üretmeyecek, devamlı parazit bir hayat yaşayacak, yetmiyormuş gibi, bütün bunları gayri meşru yollardan elde edecek. Okumaya, yazmaya, öğrenmeye, alın terine gelince, cin çarpmış gibi kaçıyorlar. Laf ebeliğine ve gevezeliğe gelince çeneleri susmak bilmiyor.

Sayın Okurlar;

Ahlaksızın bilgisi şeytan, şerliği de bilgidir. Böyle bir kimsenin diploması, ünvanı makamı olsa ne yazar? Her ahlaksızın 10 tane elbisesi olurmuş, bunların dokuzunu ele giydiriyor, birini de kendi, giyiyor. Bu insan müsfeddeleri, kırmızıyı mavi, ile sirkeyi de balla karıştırırlar, bu da yetmiyormuş gibi balın içinde zehirde sunabiliyorlar. Sinek, sinek olalı helvanın tepesinden hiç ayrıldı mı? Huzurlu zaman da, şahsi çıkarı için olay yaratan bir insanda, ne bilgi vardır, nede akıl vardır. Manasız her düşünce, eşek misali, esnaflar çarşısın da semeri görür gibi, bunlar da adileri arar ve bulurlar. Bu parazit insanlar, kendi kilimlerini sudan kurtarınca (BİZE NE? İSTERSE BÜTÜN ALEM ÖLSÜN DERLER) GÜNAHTAN KAÇMAYAN ALİM, ELİNDE MEŞALE TUTAN KÖRE BENZER. İşte, her gün şahit olduğumuz nahoş olaylar. Bunlar deftere sığar mı? Genelde, çirkinliği, adiliği, hayasızlığı ele alan bir adamın her tarafı 24 Grat altın olsa, bu türden insanlar, başkalarının şerefini düşünürler mi? Çöllerin kum taneleri ince olsa, hırsızın, ahlaksızın gözü yine doymaz. Yüz kösele, akıl işkence, midede işkembeden olursa, bu kimseden ne bekleyeceksin? Gelelim sonuca; ASİL İLE TAŞ TAŞI, BED-ASİ İLE SAKIN HA YEME AŞI.

KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME

(kararı siz verin)

Efendim;

Geçenler de bir alış veriş merkezine gittim. Genç tezgâhtar bir taraftan iş yapıyor, öte yandan siyasi konuşmalara nokta virgül koymadan devam ediyor. Bu arada, müşteriler de sıra da bekliyor. KISACA ATIYOR TUTUYOR. Benim bildiğim boş söz, çok söz, moloz gibidir, ayrıca konusunda bilgi kısır olursa, konuşmada sıfır olur. Gerçeğe gelelim. Bilmeden, öğrenmeden ne yazacağız, ne konuşacağız? Her konu az veya çok bir uzmanlık ister. Çöp çatanlık neyle olacak? Öyle ya; geyik muhabbeti olsun da nasıl olursa olsun. Gece gündüz beraber bulunduğu halde, ve bundan da kendisine bahsedildiği zaman hepsini imkânsız gören kişi ahmaktır. Bilinmedir ki insanoğlu için bütün uzuvlar, aklın birer aletidir. Bu nedenle akıllı insanların, her an aklı görülür. Başıboş bir hayvanla, çarpık akıllı ve mizaçlı insan, bugüne kadar eğri ile doğruyu, çirkin ile güzeli ayırt edememiştir. İNSANA DEMEZLE Mİ? İŞİNİ YAPSANA KARDEŞİM Gözünün tedavisi için nalbantta giden çok bilmişin gözü kör olduysa, bunda nalbanttın ne günahı var. Bizim bildiğimiz nalbant, eşeğin gözüne sürme çekerü, insanın gözüne değil. Dere deryaya koltuk vuruyor, sivrisinekte rüzgâra meydan okuyor. İŞE BAK. Bunun için serseriye cevap verilmez, ona susmak pek ala cevaptır. Diye düşün üyorum. Pek tabi, kimin ne olduğunu Yüce Allah herkesten iyi bilir.