HAKLI SÖZ VE NASİHAT KİME SÖYLENİR

12.11.2012 00:57:20

Sayın Okurlar;

Her toplumda, seviyesiz, dengesiz bazı insanlar bulunabilir. Halkın deyimi ile (Allah bu ne olduğu belirsiz insanlara, akıl, fikir versin) denilir. İşte bunun içindir ki, Cenabı hak, kimseyi gaflete düşürmesin.

Sayın Okurlar;

Bir kurban bayramını daha geride bıraktık ama, gel gör ki, trafik de can almayı, kan akıtmayı önleyemedik. BÜTÜN BU KAZALARIN, ÇOĞUNLUKLA, BİR NUMARALI KAYNAĞI, İNSAN DEĞİL Mİ? Yol durumu, çalışmaları, ışık sistemleri, işaretler, velhasıl bazı tedbirlerin ihmali de göz ardı edilemez, dolayısıyla, söz konusu da olabilir. Ancak, nereden bakılırsa bakılsın, ana konu insandır. Örneğin; DİKKAT, SORUMLULUK, TECRÜBE, TRAFİK KURALLARINA UYMAMA, CİDDİYET GİBİ ÖNEMLİ UNSURLAR, BİR SÜRÜCÜDEN KALKARSA NE OLACAK? NE OLACAĞI FALAN YOK, TÜRKÇE’DEN TÜRKÇEYE TERCÜME YAPMANIN DA BİR ANLAMI YOK. SONUÇ, EN KISA TABİRLE KAZA. Zaten, bu kayıtsızlık, pes payelik, sorumsuzluk değil mi ki, böyle vahim, böyle hazin sonuçların başımızdan eksik etmiyor. Burada, maddi ve manevi zararlar, büyük üzüntüler, acılar, sadece sürücüye ait olsa, bir dereceye kadar amenna diyelim. Maalesef, hiç de böyle olmuyor. Bu kazalar da, hiçbir günahı olmayan masum vatandaşlar da kazalardan nasibini alıyor, bil hassa, daha baharında olan küçük çocuklar ve güzel yavrulara, ÇOK MU ÇOK YAZIK OLUYOR. YAZIK DEĞİL Mİ, GÜNAH DEĞİL Mİ? DERDİN NEYDİ SÜRÜCÜ? TABAKANEYE POST MU YETİŞTİRECEKTİN? Gideceğin yere on dakika sonra gitseydin, Karadeniz de gemilerin mi batardı?

Sayın Okurlar;

Haklı sözü, güzel nasihatı anlamayanlara, her söz inci tanesi olsa, bunlara, çölün kum tanesi gibi gelir. Genelde KALIN KAFA, KALAS DÜŞÜNCE, SEBET BAŞ NEREYE KADAR GİDECEK? ASLINDA, CİDDİYETİ OLMAYAN ADAMIN, ELİ İŞTE GÖZÜ OYNAŞTADIR. Nerde o gözünü sevdiğim dikkat, ciddiyet, sorumluluk, ince düşünceler. Yani; kurallara uymayacaksın, aşırı sureta devam edeceksin, alkollü araç kullanacaksın, bu direksiyon başın da telefon da elinden düşmeyecek, ondan sonra pek tabi trafik kazası gelecek. Yetmiyormuş gibi, bizatihi, kendisinden doğan tüm hataları, bir de kaderine bağlayacak. ŞU KAFAYA, ŞU DÜŞÜNCEYE BAKAR MISINIZ? Tedbiri alma, daha sonra kalk, takdire kabahat bul, öyle mi? Bundan böyle, her laşka, yamuk, düz kontak kafa, akıllı düşünceye düşmandır. Arabanın kontağını çeviren sürücü, düz kontak kafa olmasa, arabanın kontağını çocuk oyuncağı olarak görür mü? Bunun için, her mekânın müşterisi bellidir. Geri zekâlının başı dönünce, evi dönüyor zanneder. Hiç bilmez ki, dönen zavallı kendisidir. KARGA KENDİ ÇİRKİNLİĞİNİ BİLSEYDİ, O KARGA KAFASIYLA ÜZÜNTÜSÜNDEN KAR GİBİ ERİRDİ. BU HER ZAMAN BÖYLE OLMUŞTUR. BU İŞLERİN SÜRÜCÜSÜ, KAPTANI, PİLOTU, VATMANI, MAKİNİSTİ OLMAZ. Dolunayı ekmek somonu zanneden ve elini de gökyüzüne kaldırarak, bunun kendisine verilmesi için dua eden, ÇATLAK, PATLAK KAFADAN UZAK OLANLAR, ELBETTE Kİ ALLAHA YAKIN OLURLAR. Taşların, bahar mevsimin de yeşile büründükleri nerede görülmüş. Keşke toprak olsaydı da rengârenk çiçeklere bürünseydi. Şeytan, insana kötülük için gelir. Allah korusun, ben ve ya sen şeytan olursak, şeytan bize niye gelsin? Her şeyin hayırlısını isteyelim, hayırlısını dileyelim. ÖZETLE; SÖZ, NASİHAT, BUNUN İÇİNDİR Kİ ADAM GİBİ ADAM OLANA SÖYLENİR. GENELDE HERKEZ KENDİSİNİN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLR.

KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME

(kararı siz verin)

RÜZGÂR, ÇATI VE SİVRİSİNEK

Efendim;

Hani, serçenin eti budu ne ki sırrı ne olsun. Günümüzde de az veya çok bazı nohut kafalar, ortada normali yaşamak varken birden serteliyorlar. Buradan, şu örneğe geçelim; sivrisinek, rüzgâr meydan okumuş. Rüzgâr buna, hafiften bir sille çakmış. Sivrisinek uslanmamış küstahlığına devam etmiş. Rüzgâr bu defa daha büyük bir şamar atmış. Bu hokkalı şamarı yiyen vızıltılı sinek, bu defa gitmiş bir evin çatısına gizlenmiş. Hani, sinek kafa, sinek göz ya buradan da rüzgâra meydan okumuş. Rüzgâr, hışımla üstüne gidince sivrisinek bağırmaya başlamış. RÜZGÂR, BANA BAK. FAZLA ÜSTÜME GELME BANA ÇATIYI YIKTIRTIRACAKSIN HA. SİNEK KAFA DA SİNEK SÖZ BU KADAR OLUR. AZİZ AKLIMIZ, FİKRİMİZ ALLAHA EMANET OLA.