SİYASET GERÇEKÇİ VE ONURLU OLUR

17.12.2012 00:41:43

Sayın Okurlar;

Benim, siyasi bir kimliğim yok. Ancak, bu siyaseti bilmediğimiz anlamına gelmez. Kaldı ki hak ve hukukun içerisinde yer alan bir konuda, müşkülatları göğüslemek, direnmek, irademizin haricinde değildir. Bırakalım da gerçek siyaseti, gerçek politikayı, mesleklerinde ehil, onurlu, sözlerine itimat edilebilir, ayrıca, tecrübelerden nasibini almış olan, gerçek siyaset bilimcileri yapsın. Genel anlamda ve çoğu zaman, itamlar, tenkitler, hiddetler, şiddetler ve yamuk davranışları zaman zaman görüyoruz, izliyoruz hem de çok üzülüyoruz. Örneğin; Milletin vekili evvela mensubu bulunduğu milletine uygun hareket eder. Çünkü onun reyi ile gelmiştir, onun vekili durumundadır. Bu arada, devletin, vatanın, saadet ve selametine, hâkimiyetine çalışan, bundan böyle devlet terbiyesi de yüksek, öte yandan, siyasi beyanları faydalı ve verimli olanlara, elbette ki büyük saygımız var. Konumuzun ve icraatımızın özünde de evvela HUZUR, GÜVEN VE MUTLULUK OLACAKTIR.

Sayın Okurlar;

Bildiğim o dur ki, başkalarını taklit ederek iş yapmak, başa bir yerde bela açar. Özellikle de yanlış ve nasipsiz kişileri, olumsuz yönde etkiler. Hırs ve tamah ise, insanları birazda olsa taklit etmeye yöneltir. DIŞI DEĞİL, İÇİ GÜZEL OLAN SEÇİLİR. NETİCE İTİBERİ İLE KÖTÜ TABİATLI GÜZEL, BEŞ PARA ETMEZ. Hani; suretleri gördüm diyelim ama manasın da gafilsem o zaman ne olacak? İnci dururken, midyeye yönelmenin ne manası var? Sözler de ve davranışlar da evvela samimi olmak önemlidir. Bu keyfiyet, ileride affedilmeyi de sağlayabilir. ÇİRKİN, BASİT VE SEVİYESİZ SÖZÜN KOKUSU YALNIZ KENDİSİNİ VE ETRAFINI DEĞİL, DÜNYAYI DA KOKUTUR. BUNUNLA DA KALMAZ, İLMİNİ, İRFANINI, HATTA İNSANLIĞINI DAHİ BİR ANDA AYAKALTINA ALIR. BİLİRSEK EĞER ( GERÇEK TEŞEKKÜRÜ HAK SÖYLER.) Bundan böyle, her ağızdan çıkan sözler inci olsaydı, dünyamız inci tarlalarından geçilmezdi. Akılla, nefis daima çatışma halindedir. ANCAK AKLI GALİP GELENLER HUZUR BULUR. Benlik de fazla cüretkar olanlar, kendisine çok güvenen pehlivanın, yanlış oyunu gibi, kendisini yenik düşürür. İşte bütün bunlar için her söz söylenmez, her söze inanılmaz, her hareket tasvip edilmez. Bir büyük ne güzel söylemiş ( KURBAN OLAYIM ASİLE, ÇABUK UYAR USULE)

KÖŞEMDEN BİR GÜNCELLEME

(kararı siz verin)

NEDEN DEVAMLI YABANCI MÜZİK

Efendim;

Geçenler de bir iş merkezine uğradım ve bir ilgiliye ( her seferinde neden yabancı fon müziği çalıyorsunuz diye sordum.) Görevli kişide ( genel merkezimiz böyle istiyor dedi.) Devamla ( yayında zaten genel merkezden yapılıyor şeklinde sözlerini tamamladı.) KENDİ KENDİME DÜŞÜNDÜM. Kendi ülkende, kendi kentinde, müşterilerinde çoğunluğu Türk olan bir iş merkezinde, Türk müziği çalınmıyor. Hangi millet acaba kendi musikisini bırakıp yabancı bir müziğe bu kadar hayranlık duyar. Ben meleğim, görevim ve sanatım icabı 16 ülkeye gittim, hemen hemen hiç birisin de Türk musikisine rastlamadım. BU KADAR ÖZENTİ NEREDEN GELİYOR. KENDİSİNİ, TARİHİNİ, ECDADINI, SANATINI, KÜLTÜRÜNÜ BU DENLE TANIMAYAN, BAŞKALARINI TANISA NE ÇIKAR? ZEVKLER VE RENKLER TARTIŞILMAZ AMA BUNUN DA BİR ÖLÇÜSÜ YOK MU?