BİLMİŞLİK TASLANMAZ BİLGİLİ OLUNUR

21.05.2014 00:00:01

Sayın Okurlar,

İnsanlar, az bilir, çok bilir ama önce, doğru olanı bilmek gerekir. Bundan dolayı bilgiçlik taslayarak, etrafına kuvvet ve taltif toplamak isteyenler, şovmenlikten öteye gidemezler. Gerçeğin potasında yalan, yanlış, çok söz, boş söz, çokbilmişlik barınamaz. Çünkü klasik bir ifadede olsa GERÇEKLER BALÇIKLA SIVANMAZ. Örneğin, güneşi gölgelemeye kalkan yanar. Gökyüzündeki ayı, aklı sıra somun ekmeği zanneden kafada, bir gün gelir merkebin çamura batması gibi batar. Bundan böyle, doğru şaşmaz, doğru birdir ve doğru olan Allah’tan başka da kimseden korkmaz.

Sayın okurlar,

İnsanoğlunun beşeri münasebetlerinde, düzgün beyanlarına da rastlıyoruz, kendisine yakışan derli toplu, seviyeli hareketlerini de görüyoruz. Bunun tam tersi de oluyor. Nitekim üç kuruşluk bilgisiyle, ahkâm kesmeye çalışan kafalar da var. Ekilen biçilen nohudun kökünü de biliriz, altın başaklı ekinlerin kökünü de biliriz. Birinin son merhalesi kabak leblebide biter, ekinlerin son şekli de Allah’ın nimeti olan ekmek olur. Kuru fasulye de kendini çok nimetten saydı ama iki tıklayınca pili bitti. İşte bunun için YAŞAMAK, OKUMAK, ÜRETMEK, FAYDALI VERİMLİ OLMAK FAZİLET OLURKEN DAĞITMAK, BAĞIRMAK, ŞIMARMAK AHKÂM KESMEK REZALET OLMUŞTUR. Çokbilmişlik bir nevi, elma şekeri gibi yalancıdır. Biraz yalarsın yutarsın, bir de bakmışsın sapı elinde kalmış.

Sayın okurlar,

Teamül odur ki azda öz anlatılır. Bu sonuç, faydalı verimli olur ve insanlardan bunlardan nasibini alıyorsa güzellik ordadır. NİTEKİM BOŞ SÖZ MOLOZ GİBİDİR, ÇOK SÖZ YALANSIZ OLMAZ, ÇIKILAN KAPI SERT KAPATILMAZ, BALA TUZ KATILMAZ. Netice itibariyle, kurbağanın sesi de deryayı bulatmaz. İnsanoğlunun büyük özelliği, yaşantısındaki asalet, hizmet alanındaki verimlilik ve ortaya koyduğu eserlerle olur. Örsü yumrukla kırmak mümkün değildir. Aslana da pençe vuramayız. Çünkü ciğeri deler. Özetle teşbihte hata olmazsa, merkebin sırtına yüz kitap değil bin kitap koysak, ot mu, çöp mü, kitap mı olduğunu bilmez. Ancak doğranmış karpuz kabuklarını görünce, zevkine de paye biçilmez. Çünkü gözü, aklı, fikri karpuz kabuğundadır. İŞTE BUNUN İÇİNDİR Kİ (ARİFLER OLGUNDUR, OLGUN OLDUĞU KADAR DA DOLGUNDUR. NE DEMİŞLER? ARİFE TARİF GEREKMEZ.)

İnsan insandır olmasa da bir pulu, eşek eşektir altın da olsa çulu. (Ziya Paşa)

Beşer şaşar. Ancak bu şaşırma devam ederse, burada bir arıza vardır. Yüce Allah hiç kimsenin aklını şaşırtmasın.