CAHİLDE KALEM, DELİDE SİLAH, ANAHTARSIZ AÇILAN AĞZIN ÖNÜNDE MİKROFON, TEHLİKEDİR

02.06.2014 00:00:03

(Okurlarımla Pazar Sohbeti)

Sayın Okurlar,

Hiç uzatmadan hemen konuya girelim. Örneğin; Allah korusun (Ben de olsam, sen de olsan, başkaları da olsa, cahilde kalem, delide silah, anahtarsız açılan perdesiz, destursuz, yalama ve yalaka dilde mikrofon, bir o kadar tehlikedir, gaflettir.

Sayın Okurlar;

Görüyoruz, okuyoruz. Hergün, birsürü yalan yanlış beyanlar, öte yandan, haddi hesabı olmayan nahoş olayların ortaya çıkışı, bilhassa, yeni yetişen gençlere, hiçmi hiç, iyi örnek olmuyor. Biz, şimdi sadede gelelim ve her zaman ifade ettiğim gibi konumuzla ilgili, genel anlamdaki yorumumuza geçelim. Bu arada güzellikler diyarını da tebrik edelim.

Sayın Okurlar;

AĞZI BOZUK OLANA PERHİZ OLMAZ, DELİLERLE DE OTURUP KALKILMAZ, BİLMEDİĞİNİ BİLMEYEN ŞOVMEN KILIKLI PALYAÇOLARLA DA KONUŞULMAZ. Çünkü, bunlara verilecek en güzel ve en özlü cevap, susmaktır. Böyle olmazsa, kendisini ister istemez muhatap kabul edecektir.

Sayın Okurlar;

Gerçek avcı, bir tane atar, onikiden vurur. Gölgesini av zanneden avcı bozması da yüz değil, bin atış yapsa, her defasında mermisine ve zamanına yazık olur. Bundan böyle, AKILLI, FiKİRLİ, AĞIRBAŞLI, OLGUN, HÂLİM, SELİM, MÜTEVAZİ VE EĞİTİMLİ KİŞİNİN, YAŞI, BAŞI, İŞİ NE OLURSA OLSUN, FAZİLETLİ YAŞANTILARINDAN NASIL DA BELLİ OLUYOR. Göğün maviliğini anlamak için, heryerden bakmaya ne gerek var? Teşbihte hata olmazsa,örneğin; Öküz olmadan, kağnıya koşulan dana, sivrisinek kafasıyla rüzgara meydan okuyan vızıltı soytarısı, bir karış mikroplu suyu, derya zanneden ve aslana pençe atmaya kalkan uyuz itin, hazin sonları, bilinmelidir ki daima küstahlıklarından olmuştur.

Sayın Okurlar;

Yine, dikkat edilirse, böyle nahoş, çirkin hadiselerin altında TERBİYE NOKSANLIĞI, EĞİTİMSİZLİK, ÇALIŞMAMAK, DOLAYISIYLA GÖSTERMELİK UCUZ LAFLAR VE HAREKETLER YER ALIYOR. YANİ, OKUMAYAN, ÖĞRENMEYEN, ÇALIŞMAYAN, HAKLI NASİHATLARA KULAK ASMAYAN, ÖTE YANDAN, TERBİYESİNİ, SEVİYESİNİ, DENGESİNİ VELHASIL HAYATTA İKEN, YERİ ZATEN BOŞ OLAN, BU DÜŞÜNCE NE YAPACAK? Yapacağı tek şey, fikrinde ısrar, yani benim. BEN NE DEMEK? ŞEYTAN DEMEK. Bundan da uzak olan, elbette Allah’a yakın olur.

Sayın Okurlar,

Cenâb-Hak, bir insana bela verirken, evvela aklını alırmış. Demek ki Beyefendilik, hanımefendilik, (şarlatanlık, düzkontak, öte yandan küçük ölçekli beyinlere kalın geliyor). Nitekim, her türlü seviyesizliğe kapı aralanıyor ama yapılan işin gidişatından utanma duyulmuyor. KENDİNİ BİLMEYEN, HAŞA YARATANINI NASIL BİLECEK? İŞTE BÜTÜN MESELE DE BURADA ODAKLANIYOR. Bu arada, örnekler nerededir diyebiliriz? Televizyonlar, medya, görsel yayın ve yüzlerce basının bu konudaki örnekleri ortada değil mi? Bir de türkçeden türkçeye tercüme yapmanın bir gereği mi var? GÖRÜLMÜYOR MU? ARİF OLAN, YAZIYI TERSİNDENDE OKURMUŞ.

Sayın Okurlar;

Sözü bağlıyalım. ZEMHERİNİN KIŞINDAN, ZAMANENİN, PERVASIZ VE AHLAKSIZINDAN BUNUN İÇİN SAKINILIR. (Bütün okurlarıma, iyi pazarlar, huzurlu ve mutlu yarınlar diliyorum.)