İNANILIR OLMAZSA, GÜVENİLİR DE OLMAZ

15.04.2015 00:00:01

Sayın Okurlar;

İnsanlık dünyasında, dostluğun, birlik ve beraberliğin olmadığı yerde, ahde vefayı bir tarafa bırakalım, itimada şayan bir gidişat da yoktur. Cılız, kısır ve menfaatpereset akılda şeytanlık, cinlik, şerlik cirit atarken, onurlu bir düşünceyi yıllarca mikroskopla arasan yine bulamazsın. Burada bütün mesele menfaat de odaklanıyor. Durum böyle olursa devamlı menfaatpereset ve parazit yaşamaya alışmış bir düşünce her sakala bir tarak uydurmasını da gayet iyi bilir. Mazbut, vakarlı, şerefli, haysiyetli ve de inançlı bir düşünce de gayrimeşru yollara zaten gidilmez. Bukalemun denilen hayvanın doğası gereği en bariz özelliği, gezdiği dalın, yürüdüğü yerin rengini almasıdır. İkinci büyük özelliği de uzun ve çirkin dilinin bir anda fırlaması ve avını yakalamasıdır. Genel de siyaset dünyasında ve birçok alanlarda bazen çok cansıkıcı ve düşündürücü olayları görüyoruz, izliyoruz. Örneğin; tavır bozuklukları, küfürler, yalanlar, yumruklaşmaya kadar varan sokak haytalarına yakışan iğrenç görüntüler. Vurmanın, kırmanın, bağırmanın insana faydalı olduğu nerede görülmüş.

Sayın Okurlar;

İnsanoğlunun asaletini karakteri ve kalitesi ortaya çıkarır. Zayıf, yamuk, uçuk, kaçık insanlarda bunun için vasıf yönetmeliği karnesinde notlar hep zayıftır. Cin fikirlik, bu tarzdaki düşünceler şeytana elbette ki şeytana pabucu ters giydirirler. Şer güçlerin, zalimlerin, yalancıların, hayatta (itlik, pislik varken doğruya, güzele, iyiye yöneldikleri ne zaman görülmüştür?) tek ayağının üzerinde dakikada yüz yalan sıralayan kafa, tek bir yumurtayı pişirip yemek için, bırakın komşusunun evini ormanı da gözünü kırpmadan yakar, daha sonra hiçbir şey olmamış, yapmamış gibi, yüzüne de mart danası misali aptal aptal bakar. Aklı, fikri, zikri şerlikte olanların küllerine çıplak ayakla basılmaz. Bunların bal ikramı da olsa yenmez. Nitekim, külün altında ateş, balın içerisine zehir koymayacağı ne malum. Biz sona gelelim; KÖTÜ İYİSİNİ BİLSEYDİ, ZATEN İYİSİNİ YAPARDI.