OT TAŞ ALTINDA KALMIYOR

26.03.2012 12:39:22

Bal tutan parmağını yalar diyorlar. Bu çok eskidendi. Hatta fi tarihindeydi diyebilirim. Eski çamlar bardak oldu.

Devrimizde yalamak ne kelime Allah aşkına? Bal kabını tutan adam, balın kabını bırakmıyor ki, parmağını yalasın. Bal kabını kaptığı gibi sofraya koyduktan sonra, yanına da tereyağını koyup kendi yakınlarını da yanına alarak, kaşık kaşık, götürüyor. Hem de bu malın gerçek sahibi olan bizlerin gözlerinin içine baka baka.

Affedersiniz daha yirmi yıl önce, eşek gibi bir biniti bile olmayanların karısı kızı bile, elli, yüz bin dolarlık vasıtaları bile beğenmez oldular. Ama kendinin ve ailesinin ırzını namusunu korumaya çalışan devlete gelince, vergi vermemek için kağıt üzerinde hep zarar etmiş görünüyorlar. Bunlar tüm yaşamları boyunca kaç para vergi vermiş bir bakın bakalım? Toplasan bir ziyafet parası etmez. Bunu tüm dünya biliyor da devlet erkini elinde bulunduranlar bilmiyorlar mı?

Bir gün yarım hocalardan biri, sevmediği birini, arkadaşlarının yanında mahcup etmek için, adama; “Ahmet efendi, İslam’ın şartı kaç?” deyince, adam soruyu soran yarım hocaya; “Hocam sen benim İslam’ın şartını bildiğimi pek ala biliyorsun. Ama bu soruyu da domuzluğundan soruyorsun.” demiş.

Açıkçası, caniye göz yuman, caninin suç ortağı olduğuna göre, bu duruma göz yuman, devlet erkini elinde bulunduranlarda suç ortağı değiller mi?

İnanın bu yöntemlerle servet sahibi olanların durumu ortada.

Bu servet sahipleri ölünce, daha üzerindeki toprak kurumadan, haksız edinilen mallar için evlatları birbiriyle didişmeye başlıyorlar. Bununla da bırakmıyor yüce rabbim, bir yandan, bu servetin nereden edinildiğini açığa çıkarırken, bir yandan da, bu dünyada edinmiş olduğu şöhreti de bir anda sıfıra indiriyor. Sen nelere kadirsin yüce rabbim!

Acaba yaşayanlar bundan ibret alıyorlar mı?

HOŞÇAKALIN