• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

KURANA GÖRE HAREKET EDELİM

07.06.2014 00:00:01

 

3-Güya peygamberimiz miraca çıktığında elli vakit namaz farz kılınmış. Peygamberimiz geri dönerken Musa aleyhi selama rastlamış. O senin ümmetin bunun üstesinden gelemez Git Allahtan biraz indirmesini talep et demiş Peygamberimiz birkaç kez gidip geldikten sonra beş vakte inen namaz bugünkü hale gelmiş.

İnanın Anadolu’yu gezin büyük çoğunluk böyle bilmiyorsa bana ne derseniz deyin. 

Kardeşim bu Yahudi düzmecesine inanmak öncelikle Yüce rabbime hakaret olur. Allah kullarının neyi yapıp neyi yapamayacağını bilmiyor mu? Neden bunu elçisiyle pazarlık konusu yapsın?

Yahudiler kendi peygamberleri olan Musa aleyhisselamı yüceltip bizim peygamberimizi aşağılamak için halkın kafasına bunu yerleştirmişler gizli propagandayla. Buna karşı diyanet işleri ne yapıyor devasa bir bütçeyle hala cami yapımı için para toplama peşinde. Uyanın beyler uyanın.

4-Diyanet defin işleminin nasıl yapılması gerektiği konusunda, din adamları vasıtasıyla, kendi merkezinin bulunduğu Ankara’nın dışındaki köylerine bile ulaşamamış.

Defin işlemi sırasında kimisi oturup sigara içiyor. Kimi kendi atasının mezarın gidiyor. Kimi başka bir mezarın üzerine hoş olmayacak şekilde oturuyor. Bu arada definle uğraşanlar da, viran eve taş atar gibi ha gayret de gayret kürek sallıyorlar, nedeninden bihaber bir şekilde.

Benim bildiği islamiyette her şey bir edep dahilinde yapılır. Başka ne diyeyim?

5-Sonradan Cebrail ile peygamberimizin birlikte yaptığı sıralamaya göre ilk sure olan Fatiha suresinde, Yüce rabbime

İyyakene’büdü =Yalnız sana ibadet ederiz

Veiyyake nestein = Ve yalnız senden yardım dileriz

Diye günde en azından kırk kez söyledikleri halde örneğin ramazanın ilk gününde, yüz binler yatırlarda iftar ediyor ve oradaki yatan insanın Allah indinde nasıl biri olduğunu bilmeden ondan kızına koca oğluna gelin veya çocuğu olmayan gelinin hamile kalması için yardım talep etmelerini normal karşılıyor musunuz? Köy veya mahalle imamından Ankara’daki diyanet işleri başkanına kadar hepinizin bunda suçu yok mu ey muhterem kişiler?

6-Hadislere gelince peygamber efendimizden sonraki hulafai Raşidin zamanında miktarı beş yüz kadarken bu gün sanırım iki milyondan fazlalığı var eksiği yoktur. Bu saha ne verimli sahaymış yarabbi. Bunların ayıklanması gerekmez mi? Peygamberimize mal edilen sözlerle ona hakaret ettikleri gibi bu konuda cahil olduğumuz için bizi de bu günah çukuruna çekiyorlar.Çünkü bizde uydurulmuş hadisleri –Peygamber efendimizin bir hadisinde şöyle denmektedir diyerek resmen suça ortak oluyoruz.

 

Peygamberimiz kırk yaşında peygamber oldu altmış üç yaşında da vefat ettiğine göre, Peygamberliği yirmi üç sene sürdü.

Şöyle bir hesap edelim. Yirmi üç yılda sekiz bin üç yüz doksan beş gün yapar.

Bu gün altı yüz bin hadis topladığı hadisten iki bin yedi yüz tanesini kitabına yazıp da geriye kalan beş yüz doksan yedi bin beş yüze yakınını hadis olamaz deyip de attığı hadisler sanki hiç atılmamış gibi bu gün gündemde olduğunu söyleyebiliriz.

İşte bundan dolayı peygamberimiz günde akıl almayacak kadar hadis beyanında bulunmuş oluyor. Peygamber efendimiz hiç mi ibadet etmedi. Şayet peygamberliği süresince ibadetine günde bir saat ayırdıysa peygamberimiz kaba bir hesapla bir senesi ibadetle geçmiştir zaten, hiç mi hasta olmadı hiç mi savaşa gitmedi. Hiç mi seyahat etmedi. Hep hadis mi söyledi yani. Onu da yüce rabbim bizim gibi beşer olarak yaratmadı mı?

Bu dinin doğuşunda günümüze kadar diğer insanlarında şereflenmesi için uğrunda seve seve şehit olan dedelerimiz kalkıpta bu gün batıl itikatların taarruzu altındaki halini iyi ki görmediler. Görselerdi inanın ikinci bir kez ölürlerdi  

Ne yazık ki memleketimizde ilmi bir kariyeri olmayanların gördüğü itibarı belli bir kariyere sahip kişiler göremiyorlar.

Çünkü ölen biri için toprak mevlidi, yedisi, kırkı, Elli ikisi gibi bidatlerin İslam’a yerleşmesinde katkıları olan ve bu bidatler sayesinde yolunu bulan din adamı kisvesindeki kişilerin İslam’a verdikleri zarar kendilerini boyunu aşıyor. Ve de layık olmadıkları itibarı görüyor olmaları bana biraz düşündürücü geliyor.

Özetlersek dinimizin şartını Bektaşi’nin dediği gibi teke indirdik

Sofu; Bektaşi ye İslam'ın şartını sorar. 

- Birdir. Der Bektaşi. Sofu:

-Daha İslam'ın şartının 5 olduğunu bilmiyorsun, birde bilimden dem vuruyorsun. Deyince. Bektaşi:       

- Îmanım, haç ve zekatı siz kaldırdınız, oruçla namazı da biz kaldırdık, geriye kala kala kelimeyi şahadetten başka ne kaldı Allah aşkına?

Ukalalık etmiş olmayım ama bana göre ise İslam’ın şartı beşe indirilemez. İslam’ın şartları Kuranı kerimin iki kapağının arasındaki belirtilen hususlardır.

HOŞÇA KALIN

 

 

YORUMLAR  (Toplam 2 yorum)

  • google alimine(işine bak sen)  (08.06.2014 02:15:07)

    yazınızı iyi niyetle yazdığınızı varsayarak yorum yapıyorum. konunuz din olduğuna göre arapça,tefsir,hadis,kelam,siyer,vs. alanlarında uzman olmalısınız ,ki google alimliği yaparak zamane akımlarına kapılıp hadisler konusunda bizlerin içini soğutmaya ve 1400yıldır gelen alimlerin yanlış yaptıklarını savunuyorsunuz. yaşadığımız din anlayışı içerisinde bidat ve hurafeler olabilir.bunları gerçekten yetkisi olan ve hayatına yansıtan alimler çıkıp kanıtları ile kırmadan dökmeden anlatsınlar... din ciddi bir iştir aklına esen ahkam kesmesin lütfen.

  • Dursun YILMAZ  (07.06.2014 17:24:31)

    Kuranı kerimi tefsirlerle,meallerle ve yorumlarla anlayamayız.Kuranı kerimin Türkçeye tercüme edilmesi gerekiyor.100 den fazla dile tercüme edilmiş fakat Türkçeye tercüme edilmemiş.Ne hikmetse.Birilerinin kuranın tercüme edilmesinden korkuları var.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: