• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

KURANA GÖRE HAREKET EDELİM

31.05.2014 00:00:01

Karşı çıkanların çok olacağını bile bile bu yazıyı kaleme alıyorum. Zira kendini topluma allame olarak lanse edenlerin pek işine gelmeyecek bu yazdıklarım. Ben ne hacıyım, ne hocayım, sıradan mütedeyyin bir vatandaşım.

Dikkat ederseniz aynı rüzgârla ters istikametlere giden yelkenlileri götüren rüzgârdan ziyade o yelkenlideki yelkenlerin pozisyonlarıdır. Bunun gibi birçoğunun din anlayışı da, bakışına göredir.

Bilge sözleri şeker kamışına benzer, ne kadar emsen de tadı tükenmez diyor bir Afrika atasözü.

Öyleyse bakın bir bilge ne diyor: Bilim, ahlaksız bir adamın elinde, kötülük yapmak için güçlü bir silahtır. İnsanları, insanlığına göre değil de banka cüzdanlarının kabarıklığına göre değerlendirirken dini bilgilerini de bunlara göre yorumlayanlardır bu tipler.

İnsanlara Bilgi cesaret verirken, cehaletin de küstahlık verdiğini akıldan hiç çıkarmayalım. Çünkü toplumumuzda bir cilt kitap okumadan kendini âlim sanan zalimlerin olduğu görülmektedir. Zira ağzında balı olan arının kuyruğunda iğnesinin olduğunu bilmeyen var mı? İşte bahsettiğimiz toplumdaki bu tipler yaban arısı gibidir. Sadece kendi neslinin devamı için çalışırlar. Bal yapıp da diğerlerine de faydalı olmayı akıllarının köşesinden bile geçirmezler.

Halbuki Hz Ali (R.a) ilim hakkında bakın ne diyor.

İlim servetten üstündür. Çünkü serveti sen korursun. Ama ilim seni korur. Çünkü insanın eğitimi doğuşuyla başlar, insan konuşmadan, anlamadan önce eğitilir. Daha yeni oturmaya başlayan bir bebeğe burnunu karıştırmamasını öğrettiğimiz gibi.

Allahımız bir, kitabımız bir olduğu halde iki satır dinle ilgili bir şey okuyan kendine göre fetva vererek islamiyete candan bağlı olanları birbirine zıt kutuplar haline getirdiler. İşi o kadar ileri götürdüler ki birbirinin cenaze namazını kılmıyorlar. Bu nasıl iştir Allah aşkına? Aynı satırdan ayrı ayrı anlam çıkarmayı marifet sayanlar insanlara faydalı olduklarını mı sanıyorlar?

Dini sermaye olarak sırtlayanları Allah elbette cezasız bırakmayacaktır.

Temelin teravi namazı kılmasına benzettik islamiyeti 

Ramazan ayında bir gün, Temel teravi namazı için camiye gider. Temel bakar ki Hoca namazı çok hızlı kıldırıyor. Teravinin yarısına gelince, eğilip hocanın kulağına

-Hocam çok hızlı kıldirisin. Bir defa Süphane rabbiel ala zor diyerim. Deyince, Hoca da Temele

- Ha buna şükret ula. Ben hiç diemirim ya demiş

                *****

Cevabını aradığım hususlara gelince:

Yüce rabbimin, sevgili peygamberimize ilk emri rabbinin adıyla oku değil mi? Evet ilk gelen vahiy budur. Bu oku emri bir ayet değil mi? Buna da inanmayan var mı? Sanırım İslam dini mensubuyum deyip de böyle bir divane çıkmaz kanaatime göre

Adım adım gidecek olursak, ayet nedir o halde. Allah’ın varlığının delili olan her şey değil mi?

O halde bir ağaç ayet değil mi? Küçücük bir tohumdan gölgesinde yedi bin kişinin oturabildiği ağaç oluşuyor.(Hindistan da yetişen Banyan ağacı gibi)

Yani sizin anladığınız anlamda sade kuran mı okuyacağız? Kuranda geçen bu ayetlerin açılımına bakmayacak mıyız? İnsanoğluna kudretini gösteren rabbim bu mucizelerin çözümünü de kendi ilminden nasiplendirdiği kişilere bırakmış.

Deniz bir ayet değil mi? Bu ayetin çözümünü yapmak belirli bir ömür sahibi olan bir insanla olmayacağı kesin. Her gelen nesil yüce rabbimin verdiği izin nispetin de bir şeyler öğrenip sonraki nesle bırakabilir.

Kendimi bildim bileli ona günah buna günah diye diye bizim ulema takımı oyalanıp vakit kaybederken, el âlem kuranın sırlarını çözmeye çalışıyordu. Bizimkiler hala da aynı yerdeler. Allah akıl fikir versin bizimkilere.

Günah konusunun da içinden çıkabilseler öpüp başıma koyacağım. Benim içinden çıkamadığım hususları öncelikle sizlere arz edeyim.

1-Cuma suresinin dokuzuncu ayetinin meali şu değil mi? (9 - Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.)

Burada ayet ey inananlar(iman edenler) diyerek Cuma namazından sadece erkekleri mi sorumlu tutuluyor Allah aşkına? Kadınları Cuma namazı kılmaktan vareste tutan zihniyet, kaidelerini kendilerin koyduğu bir din mi vücuda getirmeye çalışıyorlar.

Bu konuda efendim kadınlar dedikodu yaparlarmış gibi eften püften bahaneler. Sana ne kardeşim? İnsanlar cennete yüce rabbimin yardımıyla, cehennemeyse kendi gayretiyle giderler. Ey Ulemalık taslayanlar bu dokuzuncu ayet başka nasıl yorumlanır? Eğer başka türlü yorumlanamazsa, hiç birimizin kurtuluşu yoktur. Cehennemin daimi müdavimlerindensiniz demektir.

Biz bunu kendi kendimize okuyarak öğrendik. Ya sizler, bunu meslek olarak seçmiş ve ilkokuldan sonra bir ömür çalışmışsınız. Bu ayetin yorumunu yıllar önce öğrendiğiniz halde neden uygulaması yolunda bir gayretiniz olmadı.

Ayrıca iki rekat olan Cuma namazının haline bakın.Cumanın farzını kıldıktan sonra ki ilaveler ne için yapılıyormuş?Bu arada onu da öğrenelim bari.

Dört rekat cumanın ilk sünneti kılındıktan sonra Esas farz olan iki rekat cumanın sünneti kılınır. İki rekatlık farz namaz bittikten, Sonra,(dört rekat son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya". Bu sünnet, yani burada öğlenin son sünnetinden bahsediliyor, aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur. Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekât daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına".  Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır deniliyor. Bundan sonra, iki rekat vaktin sünneti kılınır. "Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cuma sahîh olmadı ise, bu on rekât, öğle namazı olur. Bundan sonra, Ayet-el-kürsi ve tespihler okunup, duâ edilir).(Alıntıdır )

Ya kardeşim Cuma namazı şartlarında birinin eksik olduğunu hissettiğiniz anda selam verip namazdan çıkar, sonra da o eksikliği giderip namazını yeni baştan kılarsınız. Zira ikindi vaktine kadar kırk defa Cuma namazı kılacak süre var önünde.

Yüce rabbim kolaylaştırırken siz neden zorlaştırmak için çırpınıp durursunuz? İnanın bunu anlamış değilim. Hem nereden biliyorsunuz kabul edilip edilmeyeceğini? Ya o da kabul edilmezse diye bir kuşku doğarsa içinizde o zaman ne yapacaksınız?

Eğer böyle bir kuşkunuz varsa zaten sizin kendinizi Allaha verdiğiniz şüpheli. Allah’ın huzurunda bir an bile olsa dünya işlerinden kendini soyutlayamadığınız meydana çıkıyor.

Bu izahınızla kendiniz tenakuza düşüyorsunuz beyler. Haydi, söylediğiniz gibi Cuma namazı sayesinde öğleyi garantiye aldınız. Ya diğer vakitlerde kıldığınız namazlar şartlarından birinin eksik olmasından dolayı kabul olmamışsa o zaman ne olacak? İnanın saçmalıyorsunuz Allah sizi ıslah etsin. Ne diyelim?

2-Kuranda abdestten bahsederken uç noktadaki organlar olan baş ve ayağın kelime kelime tercümesinde sıvayınız denmesini ne cüretle yıkamaya çevirdiniz. Sizler kim oluyorsunuz da Allahın sözünü değiştiriyorsunuz. Sıvamanın Türkçesi mesh etmek ama siz böyle diyenleri dinde reform yapmaya yelteniyor diyerek susturdunuz. Allahtan korkun. Bilmiyorsanız bari iftira etmeyiniz.

Abdest konusunda Allah Kuranında, kullarına mucizesini şöyle gösteriyor.                           

 

İki el(dirseklere kadar)+Bir yüz (yıkanacak) Arkasından da tersi Bir baş + iki ayak (sıvazlanacak) diye söylüyor. Devamı haftaya

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Dursun YILMAZ  (31.05.2014 18:21:42)

    Kuranı kerimi tefsirlerle,yorumlarla ve meallerle anlamak imkansızdır.Kuranı kerimin Türkçemize tercüme edilmesi gerekir.Bugüne kadar kuranı kerim Türkçeye tercüme edilmemiştir.Kuranı kerim 100 den fazla dile tercüme edilmişte ne hikmetse Türkçeye tercüme edilemez diyorlar.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: