Fevzi Saçlı

İKİ ANIM VAR PAYLAŞACAK

11.05.2012 00:41:23

Neler geldi neler geçti felekten, un elerken deve geçti elekten diye başlayayım yazıma.

Bin dokuz yüz seksen iki yılının son aylarındaydı.Amanos dağları ile İskenderun körfezi arasında bulunan İsdemir fabrikasının bitişiğindeki küçük küçük zirai işletmelerin faaliyette bulunduğu bu tarlaları bedeli mukabilinde toplayarak fabrika kuracak bir alan oluşturduktan sonra bu alana fabrika kuruyorduk.

O tarihte, İskenderun’a gelen otoban henüz daha inşa edilmemişti.Sadece E-5 kara yolu vardı.Bu E-5 karayolu bizim fabrika kurduğumuz alanın doğusundan geçiyordu.Bu yolun da doğusunda da sırtını Amanos dağlarına vermiş Azganlık köyü vardı.

Fabrika faaliyete geçtiğinde, denizden karaya doğru esen rüzgar fabrikanın bacasından çıkan dumanı doğrudan ismi geçen bu Azganlık köyünün üzerine götüreceğinden,hiç olmazsa bacaya filtre takılıncaya kadar dumandan şikayetçi olacakların, bu şikayetleri şimdiden bertaraf etmek için bu köyden eleman almanın yerinde olacağını düşünüyordum.

Ayrıca köyün yakınında kurulan İsdemir fabrikalarının kuruluşunda, müteahhitler servis derdi olmadığından dolayı,bu köyden,eli kürek tutabilen kim varsa hepsinden yararlanmışlardı.Onun için köyden kimi yakalarsan yakala ya kalıpçı ya soğuk demirci ya betoncu ya sıvacı veya duvar ustası olup bizde inşaat faaliyetinde bulunduğumuz için istediğimiz evsaftaki elamanı elimizin altında bulabildiğimiz için kuruluş aşamasında inşaat elemanı konusunda hiç sıkıntı çekmedik.Bunun yanında İsdemir inşaatını tamamlayan müteahhitler gibi bizim içinde servis başlı başına problem olduğundan elbette Azganlık köyünden alınacak elemanları tercih bizim için kaçınılmazdı.Ve de Yüksek kademede görev alacak elemanlar hariç diğer bütün elemanları ben alıyordum.

İşte bu eleman alma konusunda iki anımı okuyucularımla paylaşmak istiyorum:

Bir gün benim araştırma yapmama gerek kalmadan Azganlık köyünden dört genç, iş için direk olarak,ben,fabrika sahasının girişinde bulunan bekçi kulübesinin yanındayken bana iş için müracaat ettiler.Ben de personel bölümüne herhangi bir başvuruda bulunmadan gelmeleri dolayısıyla ayak üstü biraz zorlamak,birazda ve şakayla sıraya girmelerini söyledim.Onlar sıraya girince teker teker her birine

-Ormandan ağaç kesip odun olarak satıyor musun diye sorunca,baş tarafta duran

üçü samimi olarak iş olmadığından dolayı ormandan odun yapıp sattıklarını itiraf edince dördüncü delikanlı bunda bir ayak oyunu var diye düşünmüş olacak ki

-Hayır ben ormandan odun yapmıyorum deyiverdi.Ben de personel elemanını

çağırıp:

-Mehmet şu baştaki üç arkadaşın hemen girişini yap.Yarın işe başlasınlar.Şu

Dördüncü arkadaşa gelince bu arkadaş henüz memlekete zararlı duruma gelmemiş.Zararlı olmaya başlayınca onu da, o zaman işe alırız der demez, o arkadaş hemen yerinden fırlayıp

-Bende oduna gidiyorum deyiverdi. Bunun üzerine ben de ona

-Bu durumda sen yalancının birisin.Onun için seni işe alamam diyerek işe

almadım. Şaka o delikanlı için resmen kaka olmuştu.

…………………………………………………………………………………………………

İkinci anıma gelince,fabrikanın ihtiyacı olan muhasebeci alınacakmış Müessese müdürü Fevzi bey sen muhasebeden anladığın için şu başvuruları gel de değerlendirelim dedi.Toplantı odasına girdik bu gün pek hatırlamıyorum ama sanırım beş kişiydik.

Yerlerimizi alınca iş talep formlarını önüme sürdüler.İlk baktığım iş talep formundaki arkadaş daha önce tam dört iş yerinde çalışmış.İşin garip tarafı bu arkadaşın çalıştığı dört firmanın da iflas etmesiydi.Sırasıyla mülakat yapacaktık.Ben ilkönce içeriye bu arkadaşı almalarını söyledim.Ve bu arkadaş içeri girdi.Orta boylu, sarışın, ense kulak yerinde, kırk pınar meydanına sürsen hiç kimsenin yadırgamayacağı bir vücut yapısına sahipti bu arkadaş.Hemen karşıma oturttum.aramızda geçen konuşma üç aşağı beş yukarı şöyle olmuştu.Elime iş istek formunu alarak daha önce hiç bakmamış gibi :

-Arkadaşım iş talep formunda belirttiğine göre dört iş yerinde çalışmışsın. Doğru mu?

-Doğru.

-Peki o iş yerinden neden ayrıldın?

-İş yerinin iflası dolayısıyla ayrıldım.

-Peki ikinci iş yerinden neden ayrıldın?

-Efendim o iş yeri de iflas etti. Deyince bu kez de

-Peki üçüncü işyerinden neden ayrıldın?

-Efendim o da iflas etti.

-Pekala dördüncü iş yerinden neden ayrıldın? Bu kez de aynı şekilde

-Efendim o firmada iflas etti deyince.Artık ben dayanamayıp

-Arkadaşım kusura bakma bizim iflas etmek gibi bir niyetimiz yoktur.Şayet ilerde

düşünecek olursak seni buluruz dedim.

Arkadaşım Muhasebe bir firmanın gözü kulağı demektir.Demek ki sen işverenlerini uyarman gerekirken uyarmayıp adamların iflasına zemin hazırlamışsın .Kusura bakma.Geldiğin için teşekkür ederiz diyerek arkadaşı uğurladım.Benim bu arkadaşla konuşmamın sonunda ,

- Arkadaşım kusura bakma bizim iflas etmek gibi bir niyetimiz yoktur.Şayet ilerde düşünecek olursak seni buluruz demem benimle komisyonda olan arkadaşlara çok enteresan gelmiş olacak ki, ben o arkadaşı uğurlarken,arkadaşların hepsi gülmekten başlarını masanın altına sokmuştu adeta.Fabrikada,günlerce ‘’Şayet bir gün iflas etmeye niyetlenirsek seni arar buluruz.’’ dememin esprisi yapılmıştı.

HOŞÇAKALIN