• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

RAHMETLİ ŞAHAN EMMİ

30.06.2012 00:52:56

Kurtkulağı köyünde doğdu. Orada da öldü. Asıl adı Şahin olmasına rağmen herkes ona Şahan diyordu.

O gurkun altına konulmuş ördek yumurtası gibi yumurtadan çıkınca kendi yüzmek için suya gitmek istemesine rağmen anası onu kırlara çekiyordu. Yani o oldukça şanssız başlamıştı hayata. Civcivin şansı olsa tavuğun memesi olmaz mıydı? İşte o civciv gibi yumurtadan çıkar çıkmaz kendini hayat mücadelesinin içinde buldu.

Doğduğu günden itibaren ablası ona kol kanat gererek tüm hayatına yön verdi. Onun hayatının her devresinde ablasını görmek mümkündü. Ablası onun için saçını süpürge etti denebilir.

Şahan’a, köyde büyüğü küçüğü herkes emmi diyordu. İyi bir Fenerbahçeliydi.

Fenerbahçe’nin maçlarını seyretmeye İstanbul’a bile gitmişti. Fenerbahçe’nin futbolcularının hayat hikayelerini de bilirdi. Kimse ona Fenerbahçe’ye kötü dediremezdi.

Şahan emmi hem öksüz hem yetim sayılırdı. Fakirlerdi. Ablasının bir bankada iş bulmasıyla Şahan emminin de kaderi değişmişti.

Şahan emmi askerliğini yapıp geldi. Ama işi yoktu. İşi olmadan da evlenmesi mümkün değildi. Nasılsa köydeki ilkokula müstahdem gerekince Şahan emmime gün doğdu. Şahan emmi müracaatını yaptı. Ve ilkokula müstahdem olarak atandı.

Daha önceki hayatı oldukça dalgalı ve çalkantılı geçen Şahan emmimin hayatındaki taşlar artık yerli yerinceye oturmaya başlamıştı. Belirli bir yaşa gelmişti. Tabii o da evlenmek istiyordu. Ama yokluk onun önüne Toros dağları gibi dikilip asla geçit vermiyordu. Ama artık devlet memuru olmuştu. Kız isterken bu devlet memuru olma durumu Şahan emminin elindeki en büyük silahtı. Sıra bu silahı kullanmaya gelmişti.

Şahan emmi köyde herkes tarafından sevilen bir kişiliğe sahipti. Memuriyete başlamadan önce bir çok macera yaşamıştı. Şöyle ki Şahan emminin, amcasının oğlu Zeki Can, Kurtkulağı kooperatifinde görevliyken Adananın Yenice kasabasında ki tarım kredi kooperatifine tayini çıkmıştı. O yıl da Kurtkulağı köyü ilkokuluna yeni tayinler olmuştu. Bunlardan birkaçı da genç genç kızlardı. Bu bayan öğretmenlerden biri de Zeki Canın eniştesi olan fırıncının evini kiralamıştı. İşte bu kiracı öğretmen her gün okula giderken Zeki Canın evinin önünden geçiyordu. İşin garibi meğer bu genç öğretmene Şahan emmi deli gibi aşık olmuş.

Ama bu kara sevdadan dolayı yanıp tutuşan Şahan emmi öğretmenin gelip geçtiği Zeki Canın evinin önünde hiç olmazsa öğretmeni günde bir iki kez görebilmek için kendine bir meşgale yaratmaya çalışıyordu. Ve de senede bir kez bile gitmediği emmisinin oğlunun evinin çevresinde bütün gün turlamayı mutat hale getirmişti. Sonunda Zeki Canın eşi Zarife hanım Şahan’ın bu zaafından faydalanarak Şahan’a odunlarını doğratmaya başlamış. Kısacası Şahan emminin, bu genç öğretmeni göreve giderken ve görevden dönerken görebilmek için bütün kış boyu Zeki Canın odununu doğramış. Doğramış doğramaya ama sevdalandığı genç öğretmenin hiç haberi olmadığı için Şahan emminin bir kış boyu yorulduğu yanına kar kalmış. Şahan emmi yüzme bilmeyen biriymiş gibi bir türlü öğretmen kıza açılamamış. Genç öğretmenin Şahan emminin yanından geçerken “kolay gelsin” demesi Şahan emminin gücüne güç katıyormuş. Ama köy hayatına tam olarak uyum sağlayan bu genç öğretmende Şahan emmiye “Kolay gelsin Şahan emmi” demeye başlayınca hoşafın yağı kesilmiş. Tabii bu kara sevdadan bu genç öğretmenin hiçbir zaman haberi olmamış.

Şahan emminin müstahdem olarak göreve başladıktan sonra bu sefer platonik aşk bitmiş onun yerine gerçek olan evlilik için çalışmalar başlamıştı. Şahan emmi devlet görevlisi olması dolayısıyla Narlıören köyünden nişanlandı.

Yörede adet olduğu üzere, bayramlarda, tabii kızın ailesinin izin vermesi halinde çok eskiden nişanlı olanlar ana babalarıyla nişanlının evine gidebilirdi. Aksi taktirde bu mümkün değildi. Zengin, zenginliğine göre, fakir de kendi gücüne göre hediyeler alarak böyle önemli günlerde gelinlik görmeye giderlerdi.

Yine böyle bir önemli günde Şahan emmide nişanlısını görmeye gitmişti. Şahan emmi zevkten sekiz köşeydi. Adeta ağzı kulaklarına varıyordu. Sohbet oldukça koyu idi. Şahan emmi tuvalete gitmek istedi. Ona tuvaletin yerini gösterdiler.

Malum, ekseri köylerde, tuvaletler evin dışında, bahçede olurdu. Nitekim bu evde de böyleydi. Şahan emmi elektrik olmadığından güç bela tuvalete ulaşmıştı. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra taharetlendi ve de taharetlendiği su ile de ellerini yıkadı. Sonra da yanında da mendili olmadığından ellerini koltuklarının altına silerek tuvaletten ayrılıp yeniden eve döndü. Ama o ne dönüştü yarabbi!

Şahan emmi rafineride çalışan işçilerden daha berbat bir durumdaydı. Üstü başı yağ içindeydi. Şahan emmi de şaşkındı. Çünkü Şahan emmi taharetlenirken sivri sinek oluşmasın diye zaman zaman tuvalete döktükleri, tuvalette bulunan yanık yağ ile taharetlenmişti. Kısacası Şahan emminin üstü başı berbat olmuştu.

Şahan emminin bu bayram ziyareti, şanssız hovarda adamın hovardalık yapmaya kalkışınca ayın akşamdan doğmasına benzemişti.

Gülmeyi unuttuğumuz şu günlerde bizi güldürdüğün için nur içinde yat Şahan emmi emi.

HOŞÇAKALIN

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: