• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

SEÇME YETENEĞİNİ YİTİRENLER

24.11.2012 00:30:21

 

İnsan beyni adeta bir bal arısı kolonisine benzemektedir. İçinde bulunduğu insan başı da bir kovanı andırır. Bu kovanlarda ikiye ayrılır. Kara kovan ve modern kovan diye.

Kara kovanın verimi az olmasına rağmen üretmiş oldukça bal oldukça nefistir. Modern kovanın verimi yüksek olmasına rağmen kalite bakımından kara kovan balının kalitesine erişemez.

Bu farkı şöyle izah edebiliriz. Kara kovanlarda suni hiç bir şey ilave edilmemiş olup ne yapılmışsa tamamen bir emek eseridir.

Hâlbuki modern kovandaki işler böyle mi? İşin ağırlık noktasını oluşturan petek ithal hatta balın oluşması için kovanın yanındaki, limonlu şekerli su da işin cabası.

Burada dikkat edilirse kara kovandaki üretim tamamen bir emek mahsulü olmasına rağmen, modern kovanlarda üretimde emek ikinci planda kalır.

Burada da görüldüğü gibi emek olmazsa yemek de olmaz dendiği gibi kara kovan balına o tadı verende emektir. Her ne olursa olsun içine yapaylık girdimi doğal olanın tadını vermesi imkânsız oluyor. Bir kaşık bozuk yemeğin, bir tencere yemeği bozduğunu bilmeyen var mı?

O halde bu bilince sahip olanların emek karşısında göksünü iliklemesi gerektiğine inanıyorum. Yalnız emeği de iyi analiz etmek gerekir. İnsanların mutluluğu uğruna verilen emekle insanları mutsuz edecek şeyler için sarf edilecek emeği birbirinden ayırmak gerekir.

Şöyle ki, bozulmuş olan bir yolun tamir edilmesine harcanan emekle, sular seller gibi trafiğin akıp gittiği bir yola saatlerce çalışarak kurulan bir barikat için harcanan emek, her halde aynı kefeye konamaz.

Leziz bir yemek için tuz ne ise, üretilecek bir mamul için de emek o oluyor demek ki.

Maalesef memleketimizde bunu taktir edipte emeğe değer veren ne bir kişi ne bir kurum ne de her problemlerimizi çözsün diye işbaşına getirdiğimiz bir hükümete tesadüf edemedik bu güne kadar.

Emekçinin emeğinin karşılığını istemesi halinde, bu isteğine cevap verebilecek pozisyonuna gelmiş politikacılar, böyle bir konuma gelince, kendilerinde bir emekçi olduklarını unutuveriyorlar. Açıkçası karşınıza resmen bir şemsamer olarak çıkıveriyorlar.

Gelelim dünya kurulduğundan bu yana gerçek değeri bilinmeyen emekçi sağlığı yerinde duvara vursan delip öbür tarafa geçecek kadar sağlıklı ek iş de yapabilecek durumda olmasına karşılık bir de  bu emekçilerin türevi olan emekliler var.

Ki bunların çalıştıkları sürelerde hak ettikleri ücretlerden belli miktarlarda paralar keserek ilerde çalışamaz duruma geldiklerinde ellerinden tutmayı taahhüt eden devlet bir de bakıyorsunuz yan çizmiş. Esasen yan çizen devlet değil devletin organları olan siyasilerdir yan çizenler.

Biraz üsteledin mi ‘’Dün dündür bu gün de bu gündür’’ deyip çıkıyorlar.Biz emekliler boynunu uzatmış ‘’beni kesip yiyebilirsin diyen tavuktan ne farkımız var Allah aşkına!’’..

Herkesin ağzında Amerikan çikleti gibi geveleyip durduğu şu demokrasi denen şey gelinle damada benziyor bana göre.

Gelin, yönetenleri sembolize ederken, damat da yönetilenleri sembolize ediyor. Bunu sizlere şöyle açıklamaya çalışayım.

Gelin beyaz elbiseler içinde, etrafına gülücükler dağıtarak, ‘’kendime baktıracak bir enayi buldum’’ diyerek İştahla oynarken, Damat da cebinde biletinden başka parası olmayan treni kaçırmış bir yolcu gibi perme perişan bir durumda olup el gördülük oynamaya çalışır bir durumdadır.

İşte bizlerde gelin gibi allayıp pullayıp meydana çıkardıklarımıza emanet etmişiz her şeyimizi.

Onun aklına gelecek de, bir parmak bal sürecek ağzımıza diye beklemeye mahkûmuz. Bir ömür boyu hatırına gelmezse, süresi belirsiz tutukluluk haline benzer halimiz. Gerçi her işimiz böyle değil mi?

Hem ağlarım hem gideri kabilinden bize ‘’tu kaka’’ diyenleri on defa seçim yapılsa yine de işbaşına getiriyorsak o halde seçme yeteneğimiz domura uğradığını kabul etmemiz gerekir    

Biz onlara iyi bakıyoruz. Bundan şüphesi olan varsa gidip görebilir. Maşallah hepsi Kırkpınar’a gelmiş pehlivan gibi.

Ama onlar bize gerekli ihtimamı göstermiyorlar.

Hele de biz emeklileri, kuşun yuvadan attığı sakat yavru olarak görüyorlar sanırsam. Bir gıran giresiceler demedikleri kaldı inanın.

HOŞÇAKALIN

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: