• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

ÇOCUK SAHİBİ OLANLARA

13.07.2013 00:57:32

Gönül arzu eder ki dünyaya gelen her insan, iyi bir talim ve terbiye görme imkanına kavuşsun. Fakat nedense bu mümkün olmuyor işte.

Gerçi bu talim terbiye anne ve babamız tarafından kundaktan itibaren başlatılıyor ama belirli bir yaşa gelip de okul sınıflarını birer ikişer atlayarak daha fazla bilgi sahibi olmak ve de toplum bilincine kavuşmak için daha yüksekokullara gitmek istendiğinde ya imkânsızlıktan yahut da yetenek bakımından arzu edilen düzeyde başarılı olma imkânına sahip olmayanlar,  benden buraya kadar diyerek eğitimine son veriyorlar. Daha doğrusu tek kanatlı kuş olup çıkıyorlar. Malum tek kanatlı kuş da uçamıyor.

Burada esas hedef, güçlü bir terbiye almaktır. Aileden alınan terbiye inşa edilen bir binanın karkas yapısı olup tahsil ise sıvasıdır.

Nasıl ki, sıvası istenen özelliklerde yapılmayan bazı binalarda, insanlar tarafından hissedilmeyen küçük bir depremde bile sıvası dökülüp karkas yapıyı yapan ustanın ayıpları meydana çıkıyorsa, iyi bir terbiye almamış insanlarda da, bu durumu gizleyen tahsil, eğer arzu edilen şekilde yapılmamışsa, bazen düşerek ailenin verdiği temel eğitimin yeterli olmadığını gözler önüne seriyor.

Bu arada, aradan sıyrılıp çıkarak tahsilini ikmal edenlerin, bizim beklentilerimizden çok az olması bizi gerçekten de üzüyor. Bu günkü yüksek tahsil yapanların beşe ona katlanması bizi sevince gark eder. Çünkü aileden alınan eğitimde yanlış uygulamalar sonucu meydana çıkan aksaklıkları kapaması bakımından, gönül böyle arzu ediyor.

Ama her ne olursa olsun bir mütefekkirin’ ’Eğitim ana kucağından başlar; her söylenilen kelime çocuğun kişiliğine konulan bir tuğladır.’’ dediği gibi bu ana kucağında başlayan eğitim, ister okusun ister okumasın o insanın kişiliğinin oluşmasında okulların verdiğinden daha etkili oluyor. Hele de bu eğitim standartların üstünde olursa.

İşte bunun ne denli önemli olduğunu vurgulamak için atasözleri üretmişiz; Astarına bak bezini al. Anasına bak kızını al demişiz.

İyi bir eğitim almış olan kişi usta bir kalaycının elinden çıkmış bir kap gibi pırıl pırıl olmasına rağmen düşük kaliteli bir eğitim almış olan kişiyse, kurşun ilave edilmiş kalayla kalaylanmış kap gibi rengi mat ve insan sağlığına zararlı olduğu gibi çok geçmeden tekrar kalay ister.

İşte bunun için bir atasözümüz,  bir insandaki kişiliğin ölçüsü olarak, ’Otu çek köküne bak ‘ sözünü temel olarak alıyor. Biz buna asalet diyoruz.

Yani iyi bir temel atıldıktan sonra, bu güçlü temel üzerine,  iğreti malzemelerle bina inşa etmeye kalkarsak, en küçük bir sarsıntıda yıkılarak, özenle atılan o sağlam temel için harcanan emekleri de boşa çıkarmış olur.

Zamanında bu konuda Fransızlarda bizim gibi ince eleyip sık dokuyorlardı. Nitekim babası oduncu olan Napolyon bir partiye davet edilince, Napolyon’un onlara göre soylu bir aileden gelmemesi dolayısıyla soylu çocukları parti verilen salonun kapısına yaklaşarak onun kendini nasıl takdim edeceğini merak ediyorlardı. Bu sadece merak mıydı? Hayır, hayır kasıt meraktan ziyade dalga geçmek ve de onu aşağılamaktı.

Ama oldukça zeki bir insan olan Napolyon, yere bakarak gelirken, o asil çocuklarının duyacağı bir ses tonuyla; ‘’Benim soyum benden sonra başlıyor.’’ diyerek içeri girerken, o, dalga geçmek ve de onu aşağılamak için bekleyenlerin kanını dondurur adeta. Hiçbir zaman geçmişini inkâr etmeyen Napolyon, o kendini beğenmiş veledi zinalara da gereken dersi vermiş oluyor.

Demek ki, Napolyon’un kökü oldukça sağlammış ki, onun gayrı meşru çocuğu bile Fransa’ya imparator oldu. Bu gerçeği kim inkâr edebilir?

İki sene üst üste ekilen tohumlardan elde edilen ürünlerdeki kalitenin düşmeye başlamasının önüne geçmek için çiftçi ekim yaptığı araziyi değiştirmekle işe başlar. Böylece nasıl ki kalite düşüklüğünün önüne geçmeye çalışılıyorsa, terbiye yöntemlerini de asra göre yeniden gözden geçirmek gerekir. Örneğin eskiden, yoldan giden bir erkeğin önünden bir kadının geçmesi ayıp sayılırdı. Peki, günümüzde bu mümkün mü?

Babam böyle yapardı demek yeterli olmuyor demek ki.

Çocuğun doğduğunda, karkas yapıyı inşa edecek olan ana babanın yeterli eğitim almamış olması binanın duvarlarına konan her tuğlanın özenle yerleştirilmesini mümkün kılmayacaktır. İyi bir usta eğitimle yetişirse başarılı olur.

Peki, bu memleketin temelini inşa edecek olan bu günkü gençleri birer, sanatkâr olarak yetiştirecek olan Milli eğitim bakanları ne yapıyorlar acaba? Hala yüz otuz bin usta yetiştirecek birer usta olan öğretmenlerin tayini yapılmamış. Nedeni malum. Oy Oy Oy

Nedense, seçmenin dikkatini çekerek oya tahvil edilecek eserler için doğacak çocuklar bile borçlandırılarak, her türlü imkânlar kullanılırken, yarının Türkiye’sini inşa edecek olan borçlu dünyaya gelen çocuklar, öğretmensiz okullardan mezun olarak bir üst okullara geliyorlar.

Yeminle söylüyorum, ben öğretmenken, lise bire gelmiş bir öğrencim matematik dersinde 100’ ü 10’ a bölememişti.

Hele şu dershaneler olmasa Milli eğitimin hali nice olur? Bu sene gözü dershanelere diktiler. Kaldırın da görelim halinizi. Selintinizi Basra’dan toplarlar inanın.

 

HOŞÇA KALIN

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: