• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

BİR AĞAÇTAN BİR MİLYON KİBRİT ÇIKAR...

08.02.2014 00:45:20

 

 

BİR AĞAÇTAN BİR MİLYON KİBRİT ÇIKAR...

 

BİR KİBRİT BİR MİLYON AĞACI YAKAR

 

 

 

Demokrasiyle yönetilmek istenen memleketlerde memleketi yönetmeye talip olan siyasi partiler teşekkül eder.

 

Siyasi partiler;  Memleketi yönetmeye talip olan ve de aynı düşünceyi paylaşır görünenlerin oluşturdukları topluluklardır.

 

Kuruluş sırasında otuz kişilik bir topluluk kuruluşa karar verir. Kendi aralarında başkan ve yönetici görev dağılımı yaptıktan sonra yasal başvurular yapılarak parti tüzel kişiliğine kavuşur.

 

Bir insanın vefatında, cenaze evine bir yığın insan gelir. Âmâ bu gelenlerin gerçekten o ailenin acısını paylaşmak için geldiğini sanmayın. Gelenlerin, gelişlerinin çeşitli nedenleri vardır mutlaka kimse bunu önceden bilemez.

 

Siyasi partilerin kuruluşlarında da birçok kişi tarafından ziyaret edilir. Bu ziyaretçilerinde belirli bir amacı var. Kadroyu ümit var bulanlar hemen kolları sıvayıp kuruculara yakın olmanın yollarını araştırırlar. Ve kısa zamanda çığ gibi büyür. Tüm iller ve ilçelerde teşkilatlar kurulur.

 

Bu safha adeta bir çığı andırır. İktidarı sallamaya başlar. Çünkü kurucu üyeler her yerde halka ve basına gayelerinin ne olduğunu mangalda kül bırakmayacak şekilde anlatırlar. Doğrudur da.

 

Ben bu tip kurulan siyasi partileri bir kovan arıya benzetirim. Bir kovanda üç tip arı olur.

 

1-Arı beyi (Arı sütüyle beslenerek gelişi.) İğnesi vardır. Ayrıca kimyasal bir salgı üretir. Tüm kovandaki arılara sinen bu koku, kovandaki arıların birbirini tanımasına sebep olur. İşte bundan dolayı kovana giren yabancıları hemen tanıyan nöbetçi arılar, yabancı arıyı kovandan kovarlar. Siyasi partilerde bu parti başkanıdır. Partide, aynı görevi parti başkanı yapar. Parti başkanı ya o ya ben dedi mi hoşafın yağı kesilir

 

2-Erkek arılar. İğnesi yoktur.  Diğer arıların ürettiği balı yerler. İğneleri olmadığı gibi üretime de hiçbir katkıları yoktur. Bu erkek arıların siyasi partilerdeki karşılığı merkezde oluşturulan kadrolardır.

 

3-Kovandaki tüm işleri yürüten ayrıca bal üretimini de yapan dişi arılardır. Bunların iğnesi vardır. Siyasi partilerde bu dişi arılar halktır. İğneleri de dört yılda bir kullanabildikleri oylarıdır.

 

Bütün bunlardan ayrı olarak Parti başkanının yanında, arılardaki gözler ve antenler gibi görevler

 

ifa eden kişilerden oluşan bir zincir kalka vardır. Zaman zaman bu zincirin baklalarından bazılarında biat eksikliği görülür. Bu durum fark edilir edilmez, o bakla tu kaka edilerek zincirden çıkarılır. Haksız yere çıkarılıp atıldığını en yakın dostlarına bile anlatamaz. Başkan her zaman haklı kabul edilir. Bu zincirin baklalarından biri kırılsa bile kaşla göz arasında tamir edilir.

 

Zaman zaman bu zincir halkanın dışında kalan ikinci halkayı oluşturan milletvekillerine de bilgi verme yoluna gidilir. Bu toplantılar solo konserlerdir. Liderler rahmetli âşık Veysel gibi kendileri çalar kendileri söyler.

 

Rahmetli annemin babasının üç eşi varmış. Üç eşinin en güzeli annemin annesi olduğu için hep onunla kalırmış. Sabahleyin odasından çıktığında da diğer hanımlarına; ” Komşular nasılsınız iyi misiniz? Diye seslenirmiş.

 

Parti başkanları dedemdeki inceliği bile göstermezler. Âmâ milletvekilleri parti başkanları kendi iline geldiğinde onun gözüne girebilmek için yarış atının finişe geldiğindeki gibi kan ter içinde kalırlar.

 

Parti başkanları onların bölgeleriyle ilgili sorunlarını bizzat ilgili yerin milletvekilinin ağzından dinlemek lüzumunu hissetmez. Milletvekili birinci zincir halkadaki birine anlatır. Parti başkanına bilgi böyle ulaşır. Giden haber bazen abartılı bazen de kesintili olarak ulaşır.

 

Liderler için önemli olan onların inip kalkan parmaklarıdır.

 

Bu liderlerine biatte kusur etmemek için gayretler çoğu zaman kaale alınmaz. Ama bu eziyet bizim milletvekillerimize az bile. Zira kendilerini seçme yetkisini lidere altın tepsi içinde sunanlar kendileri değil mi?

 

Parti büyüdükçe idare etmek güçleşir. Partide ileri gelenler arasında bile başkana yakın olma kavgaları başlar. Başkanla arasındaki mesafe artan dünün ağır topları, başkanla daha da yakınlaşmaya başlayanlar arasında çekişmeler su yüzüne çıkmaya başlar. Özelliklede ümit ettiğini bulamayanlar bundan dolayı çok rahatsız olurlar.

 

Yukarıda aynı düşünceyi paylaşır görünenlerden belli bir kesimin zamanla maskesi düşer. Ve de gerçek yüzleri meydana çıkar. Birde bakarsınız parti oğul veriyor. Meydana gelen bu Oğul’u kovan sandığına alan olmayınca zamanla ortadan kalkar. Türkiye’de en çok oğul veren parti cumhuriyetin ilk partisi olan CHP dir. Şu anda bile sallasanız yine oğul verecek durumdadır. Çünkü tesanüt yok. “Biri kalk gidelim” derken diğeri “ Niye kalkıyorsun yerinden su mu çıktı.” diyor adeta.

 

Hangi parlamentere sorsanız halkın iradesini temsil ediyorum diyecektir. Hâlbuki liderin iradesinin parlamentodaki temsilcisi olduğunun bile farkında değiller.

 

Allah (cc); Dünyada insanları mutlu sona kavuşturacak olan kendi yasalarının uygulanması için pırıl pırıl, tertemiz olan, peygamberlerini gönderir. Parti başkanlarıysa kendilerini mutluluğa götürecek kişileri antenlikle görevli kişiler vasıtasıyla arayıp bulur.

 

Buyurun buradan yakın

 

 

 

 

HOŞÇA KALIN

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: