• resmi ilanlar
Fevzi Saçlı

YAĞDIR MEVLAM SU

01.03.2014 00:50:10

Tarihin hiçbir devrinde İşlenen suçların cezasız kaldığı görülmemiştir. Cezai müeyyidelerin geç uygulanması bizleri yanıltmamalı. Mirabeau’ nun dediği gibi Adalet topaldır, ağır yürür fakat gideceği yere er geç varır.. Bundan emin olabilirsiniz.

            Dünya kuruldu kurulalı, gerek insanlara, gerekse doğaya karşı işlenen suçların cezasız kalmadığı gibi ödüllendirildiği de görülmemiştir.

İnsanların yaptıkları kanunlar, toplumdaki fertlerin birbiriyle olan ilişkilerinden doğan suçları, genelde, kısasa kısas olarak değerlendirdiği halde, doğa kendine karşı işlenen suçları, sabırla, uzun süre bekledikten sonra, suçlu kişinin, mensubu bulunduğu toplum tarafından hiçbir şekilde cezalandırmadığı gibi ikaz bile edilmediğini görünce gazaba gelip çuvalı tersine çevirerek, beşerin kanunlarından daha acımasız bir cezayı, suçluları suçlu oldukları için, suçsuzları da, işlenen suçu işlenmeden önce bildiği halde, önleme yoluna gitmeyip göz yumduğu için suça iştirak etmekle suçlayarak uzun yıllar unutulmayacak cezayı kesmektedir .

Biz insanlar doğanın kestiği ağır faturanın bedeli olarak birkaç yakınımızı kaybedince, bu acıyı bir iki damla gözyaşıyla geçiştirdikten sonra doğaya karşı daha da bilinçsiz ve hınçla meydan okumaya kalkışıyor ve de yıkılan evimiz, dükkânımız, ne varsa daha muhkemini yapmaya kalkışıyoruz.

Fay hattının üzerine inşa edilen yerleşim yerlerinde ikamet eden kardeşlerimizin, bizleri de acıya gark eden durumlarını gördüğümüz halde yine de kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Hiç kimse kusura bakmasın. İnanın koyundan farkımızın olmadığını sanırım sizlerde fark etmişsinizdir.

Bu konunun uzmanları bu konuyu gerek yazılı basında, gerekse görsel basında aylarca gündemden düşürmedikleri halde hiç umursamadık. Koyunda duyar ve dinler ama ne söylendiğini idrak edemez. İşte zurnanın son deliği de burası olsa gerek.

Meydana gelen depremleri bir fırsat olarak değerlendirmeyip depremde yıkılan yerleşim alanlarının, zemini sağlam alanlara taşınması icap ederken, yine aynı yere inşa etmesine karar verenlerle ilgilidir bu düşüncelerim.

            İkinci konuda; Cenabı hakkın, adeta bizlerin hayatını idame ettirmesi için yaşantımızda bizlere payandalık yapsın diye yarattığı ormanları baş tacı etmemiz gerekirken adeta karşımız dikilen düşman olarak görmedik mi?

Ki o değerini bir türlü idrak edemediğimiz ormanlar; Doğduğumuzda beşik, evlerimizde eşik, kapı ve pencere, tarlamızda saban, harmanımızda yaba, avlanmak için sapan, beslenmemiz için meyve, başımızı sokacağımız yuva, okullarımızda kalem, kağıt, kitap, üşüdüğümüzde kömür ve de odun, süt mamulleri için yayık, içecek suyumuza varil, ulu denizleri aşmada bizlere kayık ve gemi olan, bütün bu hizmetlerinin yanında her canlının hayatta kalmasını sağlayan yağmurun yuları olan ormanları katlederek en gaddar canavar olduğumuzu ispatlamadık mı?

İnsanoğlu kendi canavar olduğundan bu halini hiçbir zaman açık olarak itiraf etmez. İnsanoğlu dünyada yaşadığı müddetçe sadece ormanlara değil, havadaki kuşa, karadaki diğer canlılara, denizdeki balıklara asla huzurlu bir gün geçirtmez. İşte şimdi de ormanları katlederek bindiği dalı kesmiş oldu. Bu gidişle Anadolu çölleşecek. İşte şimdi de kendi yaşantısını zora soktu insanoğlu.

Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır. Edinilen tecrübeyle; “  Orman yağmurun yularıdır.” Dendiği halde biz ne yaptık? Kıl keçisinden farksız bir şekilde ormanları mahvetmedik mi? Anlayacağınız, Tam aksini yapmadık mı? “ Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.” Diyenler ne kadar haklılarmış. Demek ki bizler armut kadarda olamamışız.

Şimdi de kuraklık böyle devam ederse, millet olarak hep beraber yıllar önce sözlerini Erol Kartalın yazdığı, Mahmut Oğul’un Hüseyin’i makamından bestelediği “ Yağdır Mevlam su ”isimli şarkıyı hançeremiz yırtılırcasına söyleyeceğiz sanırım.

Yapılan çalışmalara göre güneyin çöllerinin kuzeye doğru yürüdüğünün tespit edilmesinden hiç mi endişe duymuyor bu millet anlamış değilim.

                                               HOŞÇA KALIN

 

                                             

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: