• resmi ilanlar

Mesaj Defteri

Mesaj yaz
  • Fatih Aydın06.02.2008 14:00:00

    Ya basınımızı da anlamak gerçekten çok güç. Daha 1 ay önce müftü konuştu mudurnu turizmde kaybetti diye başlık atanlar bugün kalkmışlar Mudurnu’ya ziyaretçi akını falan diye haberler yapıyorlar. Hangisine inanalım müftünün konuşmasının olumsuz imajından dolayı Mudurnu’nun turist kaybettiğine mi yoksa ziyaretçi akınına uğradığına mı...
  • oktay yurtbay06.02.2008 14:00:00

    SIGARAMIN DUMANI PKKDAN Yedigi darbeler neticesinde uyusturucu, silah kacakciligi ve harac ile fuhus ticaretinde aradigini bulamayan PKK, simdi de sigaraya el atti. Ozellikle sigaranin fiyatinin, diger kacak mallara gore daha ucuz ve kolay bulunabilir olmasindan dolayi orgut icin cazip hale geliyor. Turkiye?de sigara reklamlarina yasak getirilmesini saglayan ve sigara kacakciligi konusunda onemli calismalari bulunan eski Saglik Bakani Bulent Akarcali, sigara kacakciliginin merkezinde buyuk sigara sirketi Philip Morris ve JTI oldugunu iddia etti. AB raporlarina gore sigaraya verilen her bir dolarin 25 sentinin PKK?ya gittigine isaret eden Akarcali, ?PKK?nin sigara kacakciligindan edindigi kazanc asgari olarak 300 milyon Avro? dedi. Turkiye?de sigara reklamlarina yasak getirilmesinin mimari olarak bilinen Akarcali, sigara kacakciligi ile ilgili olarak arastirmalarini kitap haline getirecek. Sigaraya karsi mucadelesinde eski ABD Baskani Clinton ve esinden de destek aldigini soyleyen Akarcali, sigara sirketlerinin PKK uzerinden buyuk miktarda sigara kacakciligi yaptigina dikkat cekti. Akarcali, AB raporlarina gore Ingiliz, Amerikan ve Japon sirketlerinin olusturdugu tekelin sigara kacakciliginin merkezinde bulunduguna isaret etti. Akarcali, ?Bunu sadece ben soylemiyorum. Bu konuyu yillardir gundeme getiriyorum, ancak AB raporlari tarafindan da bu soylediklerim tescillendi. AB?nin konu ile ilgili 2002 yilinda yayimladigi rapor sonucunda Philip Morris, JTI gibi sirketlere 4 yil kadar once sorusturma acildi. Bu firmalar sigara kacakciligina imkân veriyorlar. AB ulkeleri de sigara kacakciligi nedeniyle vergi kaybina ugruyor. Dolayisiyla firmalar bu sigaranin satisini denetim altina almadigi ve mali sattigi kisilerin mesru yollardan satip satmadigini denetlemedigi icin sorusturma acildi? dedi. Sorusturmanin bitirilmedigini de kaydeden Akarcali, sunlari soyledi: ?Bu firmalar sorusturmanin sonucunun buyuk maliyetlerle bitecegini anlayinca AB ile dostane bir anlasma yoluna gittiler. Anlasmaya gore Philip Morris, 12 yillik bir surede AB?ye 1,25 milyar dolar odemeyi kabul etti. Anlasma uyarinca AB de sirket hakkindaki tum suclamalarini geri cekiyor. Ayrica JTI da yaklasik 400-500 milyon dolarlik bir odeme yapacak. Simdi AB icin bu olduguna gore Turkiye icin de benzer durum soz konusu. AB ulkelerinde bu alinacak para belli oranlarda dagitilacak. Turkiye?nin de ayni sorusturmayi baslatarak, AB tarafindan ongorulen cercevede vergi kaybindan dolayi olan zararinin odenmesini istemek en dogal hakki. Ama Turkiye icin ayri bir durum var. Zamaninda ben soyledigimde itirazlar olmustu, fakat ben geri adim atmamistim. Cunku soylediklerim AB kaynakliydi. Ozellikle Iskenderun tarafindan yapilan sigara kacakciligi PKK?nin finansmaninda kullaniliyor. O sigaralar direkt PKK uzerinden kaciriliyor.? Oktay Yurtbay [email protected]
  • Mustafa Cop02.02.2008 14:00:00

    Sn.Kolejli Kaptan"Kimseye eyvallahım yok" demiş...EYVALLAH... Berbersiz,kasapsız,manavsız,bakkalsız,esnafsız bir BOLU düşünebiyormusunuz...Esnafa saygı ...Lütfen..."1)Berber Mehmet Efendilerin fikirleri var,dinlemek gerek..2)Bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olur...3)Burnundan kıl aldırtmayaların başı çok ağrıyabilir."...Başarılar dilerim...Saygılarımla...
  • oktay yurtbay01.02.2008 14:00:00

    ETNIK MILLIYETCILIK Turkiye?de boluculuk hareketi, etnik esasli Kurtculuk faaliyeti olarak hem siyasi alanda hem de teror alaninda surdurulmektedir. Ancak teror sansasyon yarattigi ve aci verdigi icin gundemin birinci sirasini isgal etmekte, siyasi alaninda yapilan boluculuk, terorden dolayi kamufle olmaktadir. Bu durum, siyaset yoluyla boluculuk yapanlar icin buyuk bir firsat olarak degerlendirilmektedir. Her teror orgutu gibi, PKK?nin da bir siyasi amaci vardir. O da Turkiye uzerinde bir Kurt devleti kurmaktir. Bu nedenle teror, etnik esasli boluculuk hareketinin, yani Kurtculuk politikasinin bir aracidir. Turkiye?deki sorun etnik ayirimcilik yapmak suretiyle boluculuktur. PKK, 1984?ten itibaren baslattigi teror eylemleriyle ulke gundemine girmistir. Baslangicta ne oldugu fazla anlasilamayan ve onemsenmeyen orgutun ciddiyeti, eylemlerin artmasiyla belirginlesmis, ozellikle 1990?larin basindan itibaren orgutle kararli bir mucadele donemi baslatilmistir. 1990-1995 arasindaki mucadele son derece cetin gecmis, 1995?ten itibaren orgutun gucu kirilmaya baslanmis, 1999?a gelindiginde orgut askeri olarak maglup edilerek, asgari seviyeye getirilmistir. Bolucu basinin yakalanmasiyla orgutte bir muddet belirsizlik ortami hâkim olmus, sonra da yeni bir doneme girilmeye baslanmistir. Uzun yillar boyunca teror, boluculuk ve/ya Kurtculuk konusundaki tehdide karsi onlem alinmamasinin yaninda, tehdidin yanlis tespit edilmesinden dolayi, ic siyasette sorunun cozumu adi altinda yapilan hatalar da, Kurtculuk ve bunun araci olan terorun yeniden ortam bulmasina imkân yaratmistir. PKK, 1990?larda yaptigi gibi sadece silahli mucadeleyle basari saglayamayacagi hususunda edindigi tecrube, bolucu basinin tecrit edilmesinin ortaya cikarttigi yeni durum ve Turkiye?nin yeni bir doneme girmesinin yarattigi ortami degerlendirerek stratejisinde degisiklik yapmistir. Diger taraftan ise, asil tehdidin boluculuk oldugu gormezlikten gelinmekte, terorde elde edilebilecek goreceli azalmayla, konunun uzeri ortulmeye calisilmaktadir. Son donemde toplum icinde yasanan hassasiyet neticesinde yapilan operasyonlar gerek sinir otesinde, gerekse sinirlarimizin icinde buyuk bir kararlilik ve basariyla surdurulmektedir. PKK beklemedigi bir mevsimde ve sartlarda buyuk darbeler almakta, TSK karsisinda basari umitlerini kaybetmektedir. TSK da, elindeki ustun teknolojiyi cok iyi kullanabilme imkân, kabiliyet ve egitimine sahip oldugunu gostermektedir. Bu operasyonlar, PKK?yi etkisiz hale getirmenin yaninda, Turkiye uzerinde kotu niyeti olanlar icin de korku yaratmakta, caydiricilik etkisi gostermektedir. Bu surec taviz verilmeden surdurulmelidir. Etnik esasli boluculuk/Kurtculuk hareketi ve bunun parcasi olan terorle mucadele konusunda alinmasi gerekli tedbirleri ana hatlariyla soyle siralayabiliriz. A- Ic tedbirler: 1. Devlet otoritesinin tam olarak saglanmasi ve devam ettirilmesi: Askeri tedbirlerle teror orgutu etkisiz hale getirilmeli, basari umidi yok edilmeli, mucadele azim ve iradesi kirilmalidir. Teror orgutunun yaninda bunlarin isbirlikcileriyle de mucadele onemlidir. Etkin ve esgudumlu istihbarat, yurt icinde ve sinir otesinde yapilacak operasyonlar ve alinacak guvenlik onlemleriyle bu husus saglanmalidir. Bolgeye tecrubeli ve etkili burokratlar atanmali, devlet hizmetinde bosluk ve kesinti yaratilmamalidir. Bolge halki, bolgedeki gorevliler ve butun vatandaslar kendini guvende hissetmelidir. Bu durum, halkin guclu olan devletten yana tavir almasini saglayacak, teror orgutunun ortam bulmasina imkân yaratmayacak, halkin korku, baski, bezginlikten dolayi istemeyerek de olsa teror orgutune destegini kesecek, bazilari icin varsa sempatisini de yok edecektir. 2. Yarginin ve kanunlarin etkili kilinmasi: AB uyum paketleri icinde bircok yasada degisiklik yapilmis, suc kapsamlari ve cezalar azaltilmistir. Terorle mucadele yasasi yetersizdir. Guvenlik guclerinin yetkileri kisitlanmistir. Yargi sureci agir islemektedir. Butun bunlar teroriste can guvenliginin yaninda cesaret vermektedir. Cezalarin caydiricilik etkisi kalmamistir. Bu konular devlet otoritesini saglayacak ve caydirici olacak sekilde yeniden duzenlenmelidir. Olum cezasi, ihtiyac kalmayincaya kadar yeniden konmalidir. 3. Bolgede egitim seferberligi uygulanmasi: Egitim, bircok sorunu orta ve uzun vadede ortadan kaldiracak guctedir. Ogretmenler mahallinden degil, diger bolgelerden rotasyonla atanmali, olabildigince tecrubeli olmalari saglanmali, onlara uygun imkân ve ortam yaratilmalidir. Okullar elden gecirilmeli, yatili bolge okulu uygulamasi yayginlastirilmalidir. Boluculukle mucadele ederken, dinci akimlarin olusmasina firsat verilmemelidir. Halk okumaya tesvik edilmeli, ozellikle kiz cocuklari uzerinde durulmalidir. 4. Turkce kurslari ve okul oncesi egitim: Fazla ragbet gormeyen ana dilin kursta ogretilmesi uygulamasindan vazgecilmelidir. Ana dil, adi ustunde anadan, babadan, kardesten diger bir deyimle ev icinde ogrenilir, mahalli olarak konusulabilir. Kursta ogretilecek esas dil Turkcedir. Turkce ogrenen bolge halki her konuda ve her alanda sikintisiz sekilde iletisim kurma, hizmet alma imkânina kavusacaktir. Bu nedenle Turkce kurslari acilmali, bu konu ozendirilmelidir. Okul oncesi egitimde, Turkce de ogretilmesi, ogrencilerin okula basladiklarinda mufredati daha iyi takip etmelerine, iyi egitim almalarina imkân yaratacaktir. 5. Nufus planlamasi: Nufus artis hizinin cok yuksek oldugu bolgede bazen bilincli bazen de cehaletten kaynaklanan bu artisin denetlenmesi, yasami olumlu etkileyecek, teroru de onleyici calismalardan biri olacaktir. Nufus artisini tesvik eden, cocuk basina yardim kapsaminda maddi desteklerden vazgecilmeli, aksi tedbirlere onem verilmelidir. 6. Ekonomik acilimlar, tesvikler ve istihdam olanaklari saglanmasi: Bolge ekonomik acidan az gelismistir, is imkânlari kisitlidir. Teroristler devlet otoritesini zayiflatmak, devletin bolgeye getirilen hizmetlerini sabote etmek icin eylemlerde bulunmustur. Bolgede dogmus buyuk sermaye sahipleri de yatirimlarini bati bolgelerinde yapmislardir. Ulkenin imkânlari olceginde bolgeye cesitli ekonomik acilimlarin yapilmasi, tesvikler verilmesi, bu tesviklerin uygun olarak kullanildiginin denetlenmesi, istihdam olanaklari saglayan tedbirlerin alinmasi faydali olacaktir. Fakat bunlari gerceklestirirken yurdun diger bolgelerinde yasayan vatandaslarimiza haksizlik yapilmamasina, uygulamalarin hosnutsuzluk yaratmamasina ozen gosterilmelidir. Tembellige alistiran yardim adi altindaki uygulamalardan vazgecilmelidir. 7. Terorizmin yurt icindeki kaynaklarinin kesilmesi: Teror orgutune kaynak saglayan her turlu kacakcilik onlenmelidir. Terore yasal yollardan kaynak saglayan yurt icinde ve K.Irak?taki yapiyla baglantili ticarete engel olunmalidir. Bu durum, siyasi menfaatlerle cakistigi ve catistigi icin hassastir. 8. Psikolojik harekât uygulanmasi ve buna medyanin da katkida bulunmasi: Turkiye Cumhuriyeti vatandasi olmalarindan dolayi kivanc duyan bir toplum yaratilmasina yonelik propaganda faaliyetlerinde bulunulmalidir. Yazili ve ozellikle gorsel medyanin katkilari bu tedbiri buyuk olcude guclendirecektir. MGK Genel Sekreterligi?nde bulunan ve sonradan kaldirilan unitenin veya benzerinin yeniden olusturulmasi faydali olabilir. Bu konuda kirlenmis akillarin temizlenmesi esas alinmalidir. B. Dis tedbirler: 1. Diplomatik ataklarin artirilmasi: Teror orgutunun yurt disi ve yurt disi baglantili yasal ve yasa disi kaynaklari kesilmelidir. Uyusturucu, insan kacakciligi, harac toplama eylemlerinin onlenmesi icin yogun diplomatik faaliyetlerde bulunulmali, ulkeler uzerinde bu konudaki baski surekli kilinmalidir. Dis ulkelerde bulunan ve cesitli isimler altinda Turkiye aleyhinde faaliyet gosteren, terore destek veren enstitu, buro, merkez ve medya kuruluslari sondurulmeli, bolucu emeller tasiyan konferans, sempozyum, panel, toplanti gibi hicbir faaliyete musamaha edilmemelidir. AB?nin, Turkiye?nin guvenligini olumsuz yonde etkileyecek her turlu siyasi istek ve baskina karsi tavizsiz bir politika, bu konudaki beklentilerinin onunun kesilmesi icin kararli bir durus sergilenmelidir. 2. AB ile iliskilerde yeni bir donemin baslatilmasi: AB?nin Turkiye uzerindeki hedefi ulus-devlet yapisini degistirmektir, bu nedenle muzakere surecini kullanmaktadir. Muzakerelerin surmesi icin AB kararlarinda, ilerleme raporlarinda, beyanlarinda yer alan ve niyetlerini aciga vuran konulara karsi tavir alinmalidir. AB’ye giris sureci, onurlu ve guven kuskusu tasimayacak bir sekilde tavizsiz yurutulemiyorsa, bu iliskiye yeni bir yon verilmelidir. 3. ABD ile iliskilerin yeni bir cerceveye oturtulmasi: ABD ile iliskilerde guven sorunu vardir. Bugune kadar Irak?in kuzeyindeki yonetimi Turkiye?ye tercih eden, terorun Turkiye?ye verdigi zarara kayitsiz kalan, hatta yapilacak mucadeleye engel olan ABD?nin simdiki tutum degisikligine guvenmemek gerekir. ABD?nin, Turkiye?nin yapmak istedigi sinir otesi operasyona son zamanlara kadar sicak bakmamasinin, bu mucadeleye destek olmamasinin sebepleri iyi dusunulmelidir. Bu sebepler; Turkiye?nin Irak konusundan uzak tutulmasi, Turkmenler konusundaki etkisinin zayiflatilmasi, Kerkuk?un statusunun kuzeydeki yerel yonetimin ve kendilerinin arzusu istikametinde sekillendirilmesi, Irak?in kuzeyindeki yonetimin Turkiye tarafindan kabullenilmesini saglayarak, bu yonetimin varliginin guvence altina alinmasi, dolayisiyla bu stratejik bolge uzerindeki denetimin surdurulmesidir. ABD?nin tutum degistirerek PKK ile mucadeleye vermekte oldugu destek, Turkiye?nin kuzeydeki yapiyi kabullenmesine ve bu konuda atacagi adimlara bagli olarak azalma veya artis gosterecektir. Ayrica Turkiye?nin siyasi cozum icin atacagi adimlar da ABD, hatta AB tarafindan dikkate alinacaktir. Bu degisimde, uluslararasi ortamda Ortadogu ve uzantisindaki, ABD?nin Afganistan, Pakistan, Iran ve Suriye ile olan iliskilerindeki gelismeler ve Israil-Filistin konusunda gelinen durum da etkilidir. ABD Turkiye?nin ne gecmiste, ne de hâlihazirda stratejik ortagi olmamistir, gelecekte de olmayacaktir. Turkiye?nin iliskilerini ve guvenligini ABD?ye bagimli kilmasi soz konusu olmamalidir. Turkiye?nin jeopolitik gucu, ABD ile olan iliskilerinin bagimli bir konumda olmasini engelleyecek durumdadir. Turkiye?nin ABD ile iliskilerini, kendi cikarlarina aykiri olmayan, guvenligini tehlikeye dusurmeyecek tarzda, karsilikli cikar iliskisine dayanan bir ittifak cercevesine oturtmasi gerekir. 4. Komsu ve bolge ulkeleri ile iliskilerin surdurulmesi: Hâlihazirda surdurulen iliskilere devam edilmesi, kesinlikle Irak?in kuzeyindeki yonetimin muhatap alinmamasi, bu konuda ozellikle ABD?nin politikalarina karsi cikilmasi onemlidir. ABD?nin Irak hukumeti ile bir stratejik isbirligi anlasmasi hazirligi icinde oldugu dikkate alinmalidir. Kuzeydeki yonetim icin hamilik gibi bir istege cevap verilmesi, ileride tehdit olarak bize geri donecektir. PKK terorunun onlenmesine karsilik, Irak adi altinda kuzeyindeki yonetime acilimda bulunulmasi politik bir hata olacaktir. Butun bu tedbirlerin isigi altinda, Turkiye Cumhuriyeti?nin bekasi, bolunmez butunlugu ve guvenligi her turlu dusuncenin ustunde tutulmali, bu konulardaki tedbirler, koordineli ve etkili bir sekilde alinmalidir. Ulus-devlet anlayisi kesinlikle korunmalidir. Demokrasi, insan haklari ve ozgurluklerin, saglam temellere dayanmis bir ulke icin soz konusu olacagi bilinmelidir. Oktay Yurtbay [email protected]
  • Hasan Fikret01.02.2008 14:00:00

    BOLU’NUN ŞANSI Uzun yıllar Bolu’da avukatlık yapan hemşerimiz Av.Çetin Özaçıkgöz, ismi DP olarak değiştikten sonra DYP yi tekrar kurmuş şu anda da Genel Başkanlığını yapmaktadır.Isparta, Elazığ, Konya ve Rize nasıl Genel Başkan çıkartarak ön plana çıktı ise bizde bu fırsatı değerlendirelim.
  • Lütfü Demir01.02.2008 14:00:00

    Bolu’daki sağlık emekçilerine Bolu Ekspress Gazetesi yazarı Sayın Işın Erşen’in "Sağlık Bakanına Açık Mektup" isimli yazısını okumalarını öneriyorum. Sadece sağlık emekçileri değil bütün Bolu halkı, özellikle de Sağlık Müdürü Dursun efendi bu güzel yazıyı okumalı. Değerli doktorumuz Sedat TURGAY’la ilgili yazısı için Işın ERŞEN’e teşekkürler. Elleriniz dert görmesin!..
  • A.Tankut01.02.2008 14:00:00

    Gazeteniz Yazarı Sayın Işın Erşen’in yazılarını çok beğendiğimi belirtmek durumundayım. Bolu dışında omama rağmen yazılarını merakla bekliyorum. Bu hafta kaleme aldığı "Sağlık Bakanına Açık Mektup" başlıklı yazısı da mükemmel olmuş. Bolu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin neden oldukları olayları çok iyi analiz ediyor. Konunun takipçisi olması gurur verici. Bolu Ekspress’e ve Sayın ERŞEN’e teşekkürler.
  • @01.02.2008 14:00:00

    bolu birşehir doğalgazlı olmalı
  • Deniz Hikmet29.01.2008 14:00:00

    Yeniçağa’da devletimiz bir anaokulunu yapıp biz Yeniçağalıların hizmetine sundu. Fakat bizim idarecilerimiz anaokulunun başına branşı trikotaj öğretmenliği olan bir öğretmenimizi müdür olarak atadılar. Kendisi çok iyi bir kişi ve trikotaj öğretmenidir ama elinizi vicdanınıza koyun uzmanlık alanıyla atandığı alanın en ufak bir ilgisi var mı? Anaokulu öğretmeni sıkıntısı çekildiği biliniyor fakat en azından bir sınıf öğretmeni atansaydı daha iyi olurdu. Üstelik müstakil bir anaokuluna bir tane bile kadrolu öğretmenin verilmemiş olması öğretmenlerin hepsinin usta öğretici olması da ayrı bir sorun. Yetkililerin bu sorunumuza bir çare bulmasını istiyoruz. Çocuklarımızı ehil ellere teslim etmek istiyoruz.
  • helin demir29.01.2008 14:00:00

    RUSYA?DAN PKK?YA SİLAH Son birkaç yıl içinde Rusya?nın, Türkiye’nin siyasal ve ekonomik alanlarda en yakın dostu ve partneri olduğu biliniyor. Bu trendin devam etmesi bekleniyor. Ancak terör konusunda Rusya ile ilgili duyulan haberler hiç de dostça bir tavır sergilemiyor. Bugünlerde Rusya’nın, Ermenistan-Yunanistan-İran-Irak hattı üzerinden PKK’ya füze sattığı öne sürülüyor. PKK’dan 5 ay önce kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan ve örgütün Kuzey Irak’taki kamplarını harita üzerinde güvenlik güçlerine tek tek gösteren E.D., ?Füze kullanma eğitimi aldığını ve örgütün elindeki omuzdan atmalı Rus yapımı ’Strella-7’ füzelerinin Ermenistan üzerinden Yunanistan’a, buradan İran’a, İran üzerinden de Irak’taki kamplara ulaştırıldığını? açıklıyor. Kandil Dağı’nda bölücü örgütün Kurtak, Dolakoge, Şehit Harun, Kanicenge, Berdenazi, Haftanin kamplarında eğitim gördükten sonra, birlikte gönderildiği 9 kişilik gruptan ayrılarak Şırnak’ın Gabar dağı eteklerinde bulunan Akçay Piyade Tugay Komutanlığı’na teslim olan E.D. savcılıkta verdiği ifadede füze eğitimini nasıl aldığını şöyle anlatıyor: "Cemil Bayık bana ideolojik eğitim verip, beni Türkiye metropollerine bombalı eylem için gönderecekti. Bunu reddedince askeri eğitime alındım. Doçka uçaksavar, Strella-7 füzesi, B-7 roketatar, Biksi makinalı tüfek eğitimi aldım. Kalatuka kampındaki Batmanlı ’Botan’ kod adlı komutanımız örgütten kaçıp KDP’ye katıldı, şu anda KDP’nin peşmerge ordusunda takım komutanıdır. Örgütün gümrük biriminde çalıştım. Kaçakçılardan Parlement, Marlboro gibi sigaralara yük başına 6 bin tümen, kaçak viskiden 20 bin tümen, makyaj takımlarından 9 bin tümen alarak örgüte ayda 15 bin YTL gelir sağladık. Fıtık rahatsızlığım olduğu için örgütten kaçıp Kuzey Irak’taki KYB güçlerine teslim oldum. KYB benden 800 dolar istedi. Bu parayı bulamayınca PKK, KYB’lilere bin 500 dolar ödeyip silah ve techizatımla beni geri aldı. 4.5 ay sorgulandım. Bel fıtığı rahatsızlığımdan dolayı örgütün şu anda Botan (Şırnak) sorumlusu olan Rubar Çele beni Kuzey Irak’ın Diyana Kasabası’nda peşmergelere ait askeri bir hastanede ameliyat ettirdi. Bu hastaneye peşmergelerin hazırladığı sahte kimlikle gidip ameliyat oldum. Yaralılar genelde Erbil, Zaho ve Diyana’daki hastanelerde tedavi edilir." ?Kandil’deki Kurtak kampına hava hedeflerine karşı kullanılan Rus yapımı Strella-7 füze eğitimi için gönderildiğini? anlatan terörist E.D. şöyle devam ediyor: "Türkiye’ye sızacak gruplar Zaho’daki Tırvaniş adlı Yahudi köyü üzerinden giriyorlar. Ben Cudi bölgesine füzeci olarak görevlendirilmiştim. Yanımda Strella-7 füzesi getirmiştim. Bu füze, kaçarken silahını aldığım ve halen Gabar dağında bulunan ’Siyabend’ kod adlı örgüt mensubundadır." Füze eğitimlerini, kampta Rusya ordusunda askerlik yapan 50 yaşlarındaki Çiya ile Toros kod adlı kişilerin verdiğini anlatan E.D. itiraflarını şöyle sürdürüyor: "Bizimle gelen 9 kişilik grupta, 1998 yılında askerliğini Gabar dağı çevresindeki birliklerden birinde yapan ’Mahir’ kod adlı PKK’lı da var. Bu kişi mayın konusunda eğitim aldı ve askerliğini Gabar’da yaptığı için burada konuşlanan birliklerden faydalanılmak üzere çağrıldı. Füze eğitimleri broşür üzerinden anlatılıyor. Farklı tepelere gidilerek asker indirmesi yapan helikoptere, ya da havadan uçuş yapan helikoptere nasıl nişan alınacağı arazi şartlarında gösterildi. Helikopter, yada uçakların motor kısmına nişan alınması anlatıldı. Eğitim sonunda tatbikat amacıyla hazırlanan ve motoru çalıştırılan bir jeneratöre 500 metre mesafeden bir atış yapıldı ve hedef imha edildi." ?Örgütün hava hedeflerine karşı kullandığı omuzdan atmalı Strella-7 füzelerinin Ermenistan üzerinden Yunanistan’a, buradan İran’a, İran üzerinden de Irak’ın Kuzeyine getirildiğini? aktaran E.D., "Operasyonlarda örgüt militanlarının çatışmaya girmeyip sığınak ve mağaralara gizlenmeyi tercih ettiğini? kaydediyor. Bu arada Aralık 2007 tarihinde yaptığı açıklamada Rusya?nın, PKK ile mücadelesinde Türkiye’nin yanında olduğunu belirten Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy, terörle mücadele konusunda Türkiye ile ülkesinin yakın işbirliği içinde olduğunu söylüyor. "Rusya ve Türkiye arasında terörle mücadele makamları arasında çok yakın işbirliği var. Bu sorunun, PKK ile mücadele sorununun Türkiye için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Bu sorun siyasi düzeyde de ele alınıyor. Terörizmin ne kadar tehlikeli olduğunu Rusya da biliyor." diyen büyükelçi, konu hakkındaki kararlılıklarını vurguluyor. Ülkelerin birlikte ve kararlılıkla terörün üzerine gitmesi ile verimli sonuçlar alınabileceği düşünülürken, Rusya?nın da Türkiye ile ikili ilişkilerinde müspet bir tavır sergileyerek, ikircikli politikadan vazgeçerek terörden uzak bir yol izlemesi bekleniyor. Helin Demir [email protected]
  • @28.01.2008 14:00:00

    boluyu çok seviyorum
  • HAMDİ IŞIK25.01.2008 14:00:00

    NEDEN BABA Yıl 2020 kızım 18,ben 47 yaşındayım... ’Baba bizim bayrağımızda sizin zamanınızda Ay-yıldız varmış neden şimdi haç işareti ve anlamını bilmediğim renkler var? 2 arkadaş okulda tavan arasında eski bir atlas bulmuştuk, o atlasta gördük daha önce Edirne’den Kars’a kadar Türkiye toprağı imiş, şimdi neden o haritanın 1/5’ine Türkiye diyoruz? Eskiden her mahallede 1?2 cami varken, şimdi neden her ilde bir cami var, dedem bahsetmişti daha önce ezan denen bir şeyvarmış, günde 5 defa camilerden okunurmuş şimdi bu çan sesleri ne baba? Filistinlilerin zamanında topraklarını parça parça satarak İsrail’in kurulmasına sebep olduklarını hiç mi bir yerde okumadınız da, topraklarımızı sattırıp şimdi bu ufacık alana bizi hapsettiniz? Siz atalarınızdan böyle mi aldınız bu toprakları? Emaneti böyle mi korudunuz? Günden güne topraklarımız satılırken siz uyuyor muydunuz baba? Baba küçükken herkesin beni Ayşegül diye çağırdığını hatırlar gibiyim şimdi neden bana Angel diyorlar, beni kulağıma Angel ismini ezanla sen mi SÖYLEDİN? Bizim evin önünden tanklarla geçen Amerikan askerleri kim baba? Her gün bize hakaret ederek ve sizi her gördükleri yerde coplayarak demokrasi! mi getirdiler baba? Bize okulda demokrasinin tanımını daha farklı öğretiler sanki .Elime geçen gün bir kitap geçti baba, senin gençliğinden kalan. Biz Ankara’ya taşınmazdan önce memleketimizin ismi Gaziantep’miş ve 6317 şehit vererek ’Gazi’ lik unvanını kazanmış. Neden şimdi oraya kürdistan diyorlar baba. Baba hani sizlere Kürtlerle Türkler kardeştir demişler, peki kardeşlerim neden bizi öldürüp ülkemizde ayrı devlet kurdular. Baba o kitapta Atatürk diye birinden de bahsetmişti. O her kimse 1933’te Bursa’da bir nutuk vermiş, ben şimdi bile ne kastettiğini anlayabiliyorken, sizin gençliğiniz bu kadar mı cahildi de o uyarıları dikkate almadınız? Şimdiki Kürdistan toprağında yer alan Süleymaniye’de askerimizin başına çuval geçirmişler ve sen o dönemde gençtin, hiç mi kanın donmadı baba? Neden hesap sormadınız? Bunları görmezden gelen yöneticilerinize? O az önce bahsettiğim Atatürk size bir hitabe yazmış ve sizi hain yöneticilere ve uşaklara karşı uyarmış ve hitabenin sonunda da ’Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’ demiş. Baba kanınız o kadar bozuk mu ki ülkemizi bu hale getirenlerin yakasına yapışmadınız ?Baba Türkiyeli ne demek? Biz Türk çocuğu değil miyiz? Soyumuz belli değil mi bizim? O kitapta okumuştum ’Ne mutlu Türküm diyene’ yazıyordu. Peki, baba ben neden mutlu değilim? Türküm demek suçsa ve kötü bir şeyse siz eskiden neden söylerdiniz? Baba biz Kurtuluş Savaşı denen bir şey yaşamışız. Kitaba göre dünyanın gördüğü en şanlı savaşmış ve o savaşta 4 milyon şehit vermişiz. Madem bu vatandan bu kadar kolay vazgeçecektiniz de neden o kadar şehit verdiniz? Hiç mi kitap okumadınız? Hiç mi sizi uyaran olmadı, hiç mi göremediniz ülkemizin peşkeş çekildiğini? Eğer farkında olduysanız ve duygusuzca evinizde oturduysanız sizin o hainlerden ne farkınız kaldı? Allah’ın huzuruna hangi yüzle çıkacaksınız baba. ’Vatan sevgisi imandandır’ diye bir hadis varken hadi diyelim ki Türklüğünüzden vazgeçtiniz bari İslam’ın emrine uysaydınız. Senin eski cd’lerden dinledim baba, bizim de bir İstiklal Marş?ımız varmış. O marşı yalnızca körü körüne mi ezberlediniz? Atalarımız sizi her fırsatta uyarmış, demiş ki ’Ey Türk titre ve kendine dön’. Baba ne zaman titreyeceksiniz? Ankara’yı da kaybettikten sonra mı? Bundan 13 yıl önce titremediyseniz eğer artık hiç bir şey titretemez sizi. Baba sen son bağımsız olan Türkiye Cumhuriyetini gördün.’Ya devlet başa, ya kuzgun leşe’ diyebilecek bir Hasan Tahsin, bir Şehit Şahin, bir Sütçü İmam yok muydu aranızda? Yazıklar olsun baba sizin gençliğinize! Bu günleri göreceğime hiç doğmasaydım baba. Türklüğünüzden utanmadınız hiç olmazsa insanlığınızdan utansaydınız baba. Bu vatan göz göre göre altınızdan kayarken hiç olmazsa ŞEREFİNİZLE ÖLEMEDİNİZ Mİ? HER GÜNÜM CENAZE HER GÜNÜM ŞEHiT BUNLARIN SEBEBİ BİR İT OĞLU İT UYAN TÜRK EVLADI UYUMA UYAN OTUZ KUPONA ALINMADI BU VATAN
  • Nermin Kaçar 25.01.2008 14:00:00

    Benim Mesajım Sayın Mehmet KARAKAŞOĞLU’ na 25 Ocak 2008 tarihli köşe yazısında çok önemli bir konuya değindiğini belirtmek istedim. Gerçektende sağlık hayatımızda önemli bir yer tutan bir sorun. Ve bir diabetli olarak bu konuda mektubu yazan arkadaşıyla aynı fikirleri taşıyorum. Malesef diabetin hangi organları etkilediği herkes bilmiyor. Hele ki sağlık konusunda önemli olan binaları dikip açılış yapmak değil onu hastaların yakından takibine yönelik personelin tamamlanmasıdır diye düşünüyorum. Nur içinde yatsın Sayın İzzet Baysal Babamız her alanda bizlere gerekeni yaptı ve Vakıfla da yapmaya devam ediyor. Bizlere düşen görev ise onun ardından sahip olduğumuz değerlere en iyi şekilde sahip çıkmak. İki metropol şehrinin arasında kalmış olan Bolu ’ muzu turizm güzelliklerinin yanında sağlık alanında da tanıtarak yardımcı olabiliriz ama Sayın Doktorlarımıza burada çok görev düşüyor. Önemli olan hastaları Ankara’ ya , İstanbul’ a kaçırmak değil Boluya getirmek diye düşünüyorum. M ehmet bey başarılarınızın devamını diliyorum . Nermin KAÇAR
  • izmirden25.01.2008 14:00:00

    Bolulun manevi liderine ALLAH tan rahmet sevenlerine başsağlığ dilerim.cc
  • vedat ersin24.01.2008 14:00:00

    KACMAK ICIN FIRSAT KOLLUYORLAR Son donemlerde yogunlasan askeri operasyonlar karsisinda caresiz duruma dusen PKK?daki dagilma sureci hiz kazandi. PKK?nin tum tehditlerine ragmen son bir ay icerisinde guvenlik guclerine teslim olan teroristlerin sayisinin 24?e ulastigi bildirildi. Adalet Bakanligi tarafindan yapilan aciklamada, agir ceza mahkemelerinde yeni TCK?nin yururluge girmesinden sonra suca bulasmamis, guvenlik gucleriyle silahli catismalara girmemis 150 PKK mensubunun etkin pismanlik hukumlerinden yararlandirilarak ceza verilmeden serbest birakildigi aciklandi. Teslim olan teror orgutu mensuplarinin ilk ifadelerinde, ?Kandirilarak orgute katildiklarini ve bulduklari ilk firsatta kacarak guvenlik guclerine teslim olduklarini? soyledikleri kaydedildi. PKK?dan kacarak, yaklasik 3 ay once Habur Sinir Kapisi?nda guvenlik guclerine teslim olan ve herhangi bir suca bulasmadan kendi istegiyle orgutten kacarak guvenlik guclerine teslim olmasi nedeniyle TCK?nin 221?inci maddesi uyarinca etkin pismanliktan yararlandirilip serbest birakilan ?Zinar? kod adli PKK mensubu, ?Orgut bunyesinde kendisi gibi cok sayida PKK?linin bulundugunu, bunlarin kacmak icin firsat kolladiklarini? belirtti. Yasadan haberdar olan orgut mensuplarinin her firsati degerlendirmeye calistiklarini vurgulayan ?Zinar? kod, ?Son donemde sehir merkezine gelip teslim olmak amaciyla ozel birimlere katilmak icin orgut yonetimine basvuranlar var? dedi. Ozellikle herhangi bir suca bulasmamis olan ve kendi istekleriyle guvenlik guclerine siginan orgut mensuplarinin Turk Ceza Kanunu?nun 221?inci maddesi uyarinca serbest birakilmalarinin, orgut icerisinde bulunan ve kacmak icin firsat kollayan PKK mensuplarini harekete gecirdigi belirtildi. ?Kis sartlarinin sona ermesiyle birlikte bulunduklari siginaklardan cikacak olan orgut mensuplarinin, PKK?dan kacabilmek icin daha uygun bir ortam yakalayabileceklerine? dikkat ceken uzmanlar, bu nedenle havalarin isinmasiyla birlikte orgutten kacislarin hiz kazanacagini, PKK bunyesinde yer alan ve herhangi bir suca istirak etmeyen orgut mensuplarinin mutlaka orgutten kacmanin bir yolunu bularak guvenlik guclerine siginacaklarini? ifade ediyorlar. Son gunlerini yasayan ve yeni bir teror ihalesi alabilmek icin Diyarbakir?daki masum cocuklara yonelik bombali saldiri duzenleyerek varligini ispatlamaya calisan taseron orgut, artik yeni bir yol ayrimina girmistir. Kendisine verilmis olan teror ihalesini kaybeden PKK icerisindeki kavga da rantin azalmaya baslamasiyla birlikte hiz kazanmistir. Onumuzdeki donemde daha fazla kopmalarin yasanacagi ve orgutten kacabilen PKK?li sayisinda da buyuk artis gorulecegini hesaplayan orgut liderleri, PKK?dan geriye kalabilecek kucuk, marjinal grubu kontrol edebilmek icin birbirlerini saf disi birakmaya calismaktadir. Bu orgut ici mucadele kanli catismalara donusmeden once, orgutte piyon olarak kullanilan PKK mensuplarinin onunde iki secenek bulunmaktadir: ya orgutten kacacak, ya da bu rant mucadelesinin piyonlari olarak, teror patronlarindan birinin yaninda kalacaklardir. PKK?daki rant mucadelesini kazanan orgut mensuplari bir sure daha yasamaya devam edecek, ancak PKK?nin ortaya cikisindan beri suregelen rant mucadelesini kaybeden orgut mensuplari, her zamanki sonu yasayacaktir. Vedat Ersin [email protected]
  • helin demir23.01.2008 14:00:00

    BRITANNICA?YA TEPKİ YAĞMURU Marksist-Leninist totaliter bir ideoloji temelinde kurulan PKK, şiddeti esas alan politikasıyla, demokratik süreçten kendini uzak tutmuş, 1994 yerel seçimleri öncesi, Güneydoğu Anadolu?da siyasi faaliyette bulunmamaları ve seçimlere katılmamaları için siyasi partileri tehdit etmiş, aynı huyunu 22 Temmuz seçimlerinde de sürdürmüştür. PKK?nın başlıca karakteristiği olan bu yönünün yanı sıra, uyuşturucu kaçakçılığı, zorla haraç toplama, soygun gibi dünyanın her yerinde yasadışı kabul edilen faaliyetleri, PKK?nın terörist bir örgüt ve aynı zamanda organize bir suç örgütü olarak tanımlanmasını zorunlu kılmaktadır. Britannica Ansiklopedisi’nin web sitesinde, ’’PKK terör örgütünün siyasi bir parti, elebaşı Abdullah Öcalan’ın da parti lideriymiş gibi gösterildiği’’ belirtilerek, bu bilgilerin düzeltilmesi için kampanya başlatıldı. Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Başkanı (ASİMED) ve Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, yaptığı açıklamada, ?Britannica Ansiklopedisi’nin web sayfasında, ’’PKK’nın siyasi bir örgüt gibi gösterildiğini’’ ifade ederek, ’’Dünyanın sayılı ansiklopedileri arasında yer alan Britannica’nın web sayfasında yer alan ve üye olmadan girilen bölümlerinde, terör örgütünün 1978 yılında kurulduğu ve siyasi bir örgüt olarak ortaya çıktığı ifadeleri yer alıyor’’ dedi. ’’Terör örgütünün 5-10 bin üyesinin olduğu’’ iddia edilen bilgiler arasında, terör örgütü elebaşının da ’’siyasi parti lideri gibi’’ gösterildiğini anlatan Eğilmez, ’’Öcalan’ın 1999 yılında tutuklandığı ifadelerine de yer veriliyor’’ diye konuştu. ’’Sevr Antlaşması’na göre Kürtlere devlet kurmak için söz verildiği yönünde bilgilerin web sitesinde yer aldığını’’ kaydeden Eğilmez, ’’İran, Irak ve Türkiye’deki Kürtlerin baskı ve zulüm gördükleri yönünde bilgiler de yer alıyor. Irak’ta Saddam döneminde kıyıma uğrayan Kürtlere sahip çıkan tek devletin Türkiye olduğu ise nedense unutuluyor? şeklinde konuştu. Web sitesinde, ’’Kürt nüfusun yoğun olduğu yerlerin’’ bir haritada gösterildiğini ve ’’Kürdistan’’ yazısının yer aldığını ifade eden Eğilmez, ’’Bu, suni olarak yaratılmak istenen Kürt devletinin her gün bir başka yerde ortaya çıkan haritalarından biri olarak algılanmaktadır’’ şeklinde açıklama yaptı. Ansiklopedinin web sitesinde yer alan bilgilerin düzeltilmesi ve gerçeklerin yer alması için dernek olarak kampanya başlattıklarını anlatan Eğilmez, şunları söyledi: ’’Dernek olarak dergi yönetiminin hatalarını düzeltmesi için elektronik posta gönderme kampanyası başlattık. Ansiklopedinin sorumlu servisinin [email protected] adresine bu günden itibaren elektronik postalar gönderip, bu hataların düzeltilmesini isteyeceğiz. Kampanyamıza toplumun her kesiminden destek bekliyoruz.’’ Siyasi partiler, ülkedeki temel eğilimleri ve istemleri siyasi kurumlara yansıtarak toplumsal uzlaşmanın gerçekleşmesini sağlarlar. Söz konusu uzlaşma olmazsa anayasa metinleri olarak kayda geçirilmiş sosyal mukaveleler de gerçekleşmez, toplumsal huzur ve barış da sağlanamaz. Oysa bir toplumun istikrarı ve ilerlemesi huzur ve barış ortamında mümkündür. Siyaset ise, bu ortamı yaratmanın temel aracıdır. Bu durumda; PKK, adındaki ?parti? sıfatına uygun bir tavır içine girmeyen, terörizmi bir siyaset yöntemi olarak görmeyi ve kullanmayı benimseyen tutumuyla asla ?siyasi parti? olarak tanımlanamayacaktır. Helin Demir [email protected]
  • oktay yurtbay23.01.2008 14:00:00

    PKKDA MORAL COKUNTUSU Son zamanlarda PKK?yi bitirmeye yonelik K.Irak?a yapilan hava saldirilari ve kara harekatlarinin sonucunda sadece, ?su kadar terorist oldu, su kadar kamp imha edildi? demek isin kolay tarafidir. Oysa ki, PKK?ya yonelik 16 Aralik 2007 tarihinden itibaren surdurulen sinir otesi operasyonlardan elde edilen sonuclar, orgutun askeri yapilanmasinin nasil tehlikeli boyutlara ulastigini ortaya koyuyor. Son bir ayda 260 hedefinin vurulmasi, PKK?nin K.Irak kirsalinda oldukca genis bir alanda orgutlenmis oldugunu kanitliyor. Teroristlerin son bir ay icinde eylem yapamamasi ve guvenlik gucleriyle catismaktan kacinmasi ise sinir otesi harekatin orgut uzerinde cok buyuk tahribat yarattigini gosteriyor. Aciklanan bu sonuclar sadece gundelik ve sayisal verileri icermektedir. Yapilan bunca operasyondan sonra elde edilen netice (hasila) nedir ? Yapilan operasyonlarin, ?stratejik, taktik ve psikolojik? sonuclari bulunmaktadir. PKK?nin 23 yillik siddet seruveninin nasil kesintiye ugradigina iliskin saptamalar gozden kaciriliyor. Tarihinin en buyuk askeri ablukasi altinda kimildayamayacak konuma getirilen PKK?nin icine suruklendigi tabloyu operasyonlarin bilancosu cok net anlatiyor. Gerek teroristler, gerek Bati Avrupa ulkelerindeki finans yonetimleri ve onlara destek veren K.Irak?taki is birlikcileri cok net bir bicimde anlamislardir ki, ?ABD, artik PKK?yi idare etmiyor?. Bu psikolojik olarak PKK?nin guven destegini bozmustur. Hava operasyonlari ve mahalli guclere yapilan baski nedeniyle teroristler eskisi gibi rahatca yerlesim birimlerine inememektedir. Bu da gida basta olmak uzere kis sartlarinda lojistik desteklerinin kesildigi anlamina gelir.PKK bu operasyonda buyuk sok yasadi, ayakta kalan birimler yasam alanlarini terk etti ve teroristlerin buyuk bolumu de pasif konuma dusuruldu. PKK?nin 16 Aralik operasyonunun ardindan tamamen abluka altina sokulmasi ve askeri-lojistik yapilanmasinin buyuk bolumunun hedef alinmasi, orgutun icine dustugu sessizlikten de anlasildi. Orduyu hedef alanlar, teroristlerin 25 Aralik?a kadar bir kez bile guvenlik gucleriyle neden catisma pozisyonu alamadigini sorgulamadi. Bu tarihten sonra ise PKK gruplari yalnizca iki kez guvenlik gucleriyle karsi karsiya gelebildi. 25-26 Aralik 2007 Tarihleri arasinda Sirnak?in Kupeli Dagi bolgesinde eylem hazirligindaki 13 terorist etkisiz hale getirildi. PKK bu iki eylem girisiminin ardindan 15 Ocak?a kadar tamamen suskun kaldi. Diger taraftan ise, telsiz muhaberelerinin kesilmesinden dolayi arazide bulunan daginik gruplarin Kandil ile baglantilari ciddi sekilde zayiflamis, hatta kopma asamasina gelmistir. Bu durum ise PKK?da moral acisindan buyuk cokuntulere yol acmistir. Daginik terorist gruplar talimatsiz ve bassiz kalmis ve ?ne yapacagini bilemez? hale gelmislerdir. Yapilan hava ve kara operasyonlarinin neticesinde, PKK?nin agir moral cokuntu icinde oldugu anlasilmaktadir. Oktay Yurtbay [email protected]
  • bolulularbirliği21.01.2008 14:00:00

    BOLUMUZUN İLİM İRFAN KANAAT ÖNDERLERİNDEN VE MANEVİ MİMARLARINDAN SÜRMELİ MUHİDDİN EFENDİNİN OGLU 1916 DOĞUMLU 93 YAŞINDAKİ BOLEVİ AHMED PALAZOĞLU EFENDİ HAKKA YÜRÜDÜ.CENAZESİ 22 OCAK SALI ÖĞLEN NAMAZINA MÜTEAKİP BOLU BÜYÜKCAMİİNDE KILINACAK CENAZE NAMAZININ ARDINDAN BAKANLAR KURULU KARARIYLA TOKADİ HAYREDDİN EFENDİ TÜRBESİNE *BABASININ YANINA* DEFN EDİLECEKTİR. TÜM SEVENLERİNE DOSTLARINA VE AKRABALARINA SABRI CEMİL DİLER ÖLÜMDEN DERS ALANLARDAN OLMAMIZI NİYAZ EDERİZ. BOLULULAR BİRLİĞİ ADINA ADEM ÇEVİK [email protected] [email protected]
  • T.Cakmakci19.01.2008 14:00:00

    Sayın H.Kaya Hocam...Çekirdek konusunda yazdıklarınız nedeniyle,hay elinize, kaleminize,dilinize sağlık diyorum.Bu ve bunun gibi konuların eğitimle doğrudan bir ilgisi olmayıp, insani ve empatik düşünce yapısı ve karakterle de bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.İnsani her yol denendikten sonra geriye ne kalır??Keşke bunları hak etmeselerdi.Saygılarımla
  • oktay yurtbay18.01.2008 14:00:00

    PKKNIN INFAZ GEREKCELERI Son zamanlarda yapilan operasyonlarda ele gecirilen teroristlerin guvenlik birimlerinde verdigi ifadelerde ortaya cikan gercekler insanin kanini donduruyor. PKK?li teroristlerin verdikleri ortak ifadelerden ortaya cikan ilginc noktalar: - Orgut icinde sagligi en ufak sekilde bozulan teroristler bulunduklari yer nere olursa olsun, aninda olume terk ediliyor. Ozellikle dag kadrosunda faaliyet gosteren teroristler bulunduklari bolgede ya terk ediliyor ya da baska bir goreve gonderilmek suretiyle ?kaybolmasi? saglaniyor. - PKK?ya destek veren koylerden bazilarina erzak temin etmek icin giden teroristler ise bazi ailelerin kizlarini olum tehdidiyle korkutarak tecavuz ediyor. - Orgut icindeki bayan militanlar, ust duzey yoneticilere ?egitim amacli? sunulurken, direnenler ise devlet ajani ve isbirlikci iddiasiyla infaz ediliyor. - Daglarda beslenemeyen militanlar, besin yetersizliginin yol actigi bir dizi akil ve beden hastaliklarina yakalaniyor. Bunun dogal sonucu olarak orgute katilan militanlarin (eger operasyonlarda olu ele gecirilmezlerse) ortalama yasam suresi, ?teror baronu? olan sorumlular haric 3 yili gecmiyor. Bu ise orgutte yas ortalamasinin 18-20 oldugunu gosteriyor. Orgutten kacip da yakalananlara ise ?en yakin arkadaslari? tarafindan iskence ediliyor. İskenceler cogu zaman kamplarda butun militanlarin icinde yapiliyor ve firar edenin infazi ise en yakin arkadasinca gerceklestiriyor. Orgut icinde (militanlar arasi) evlenmek isteyenler ise ?yoz iliski? icinde bulunduklari iddiasiyla aninda infaz ediliyor. Oktay Yurtbay [email protected]
Mesaj yazın !
Sağdaki kodu buraya yazın!  Gerekli

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: