• resmi ilanlar

Mesaj Defteri

Mesaj yaz
  • vatandaş osman15.10.2010 12:00:00

    imdat beyin yazısına ilaveten belirtmek istiyorum...takunyalı führer kitabını okuyun memleketi kimler yönetiyor anlayın ve kararınızı ona göre verin...
  • fulya1415.10.2010 12:00:00

    sayın imdat bey yazınızı okudum.yine çokguzel bir konuya dikkat çekmişssiniz.çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
  • Hasan Kurtuluş15.10.2010 12:00:00

    Gazetenizde açıkladığını Orman müdürlüğündeki skandal ile ilgili hiç ses gelmemesi enteresan bir durum. Bu gazeteleri koştura koştura makama konuta götüren memurlar valinin görmesi için keçeli kalem ile bu haberleri çizmiyor mu? Yoksa valimizde işine geleni gören işine gelmeyeni görmeyen bir bürokrat mı? Anlamak istiyorum.
  • DrMeltemÇAĞLAR15.10.2010 12:00:00

    T.C. BOLU İLİ NEONATAL RESÜSİTASYON PROGRAMI (Yenidoğan Bebeği Canlandırma Uygulayıcı Eğitimi) 25-27.Ekim.2010 tarihlerinde Bolu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, Sağlık Bakanlığı NRP Kurs Sorumlusu Dr.Meltem ÇAĞLAR (Eğitim Şube Müdürü, Ruh Sağlığı Sosyal Hastalıklar Şube Müdürü, İlkyardım Eğitim Merkezi Müdürü/ BOLU) Yönetiminde, İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesinden Uzm. Dr. Birol ÖZTÜRK, İstanbul Haseki Eğitim Araştırma Hastanesinde görevli Uzm. Dr. Derya BÜYÜKKAYHAN, İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim Araştırma Hastanesinde görevli Hem. Sevgi DOĞAN , İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim Araştırma Hastanesinde görevli Hem. Dilek BURBUT, Bolu 112 de görevli Dr. Gülden Ayşin YOLCU TOKGÖZ, Bolu Abant İzzet Baysal Ü.T.F. de görevli Uzm. Dr. Tanzer KORKMAZ Eğitimciliğinde, Bolu Öğretmen evinde, Doğumhanelerde ve Acil Servislerde görev yapan; Bolu İli Doktorlarına (Uzman, Pratisyen) ve Bolu Yardımcı Sağlık Personeline (Ebe, Hemşire,Sağlık Memuru vb) yönelik toplam 44 kişi Sağlık Çalışanı katılımıyla Neonatal Resüsitasyon (Yenidoğanı Canlandırma) Uygulayıcı Kursu düzenlenecektir. Toplumdaki ekonomik ve sosyal durumun iyileşmesi ve sağlık alt yapısının güçlendirilmesi ile bebek ve çocuk ölümlerinde önemli azalmalar gözlenir. Neonatal ve perinatal ölümler ise sosyal ve ekonomik gelişmelere daha az duyarlıdır. Bu ölümler erken tanı ve tedavi, gebelik ve doğum sırasında verilen bakımın iyileştirilmesi gibi sağlık ile doğrudan ilişkili önlemlerden daha fazla etkilenir. Ülkemizde ana ve çocuk sağlığına ilişkin önemli sorunlar vardır. Sağlığın önemli bir göstergesi olan Bebek ölüm hızı binde 17 (TNSA 2008) dir. Postneonatal dönem ölümlerinin azaltılmasına yönelik sürdürülen bağışıklama, ağızdan sıvı tedavisi ve anne sütü uygulamalarının yaygınlaştırılmasıyla postneonatal bebek ölümleri azalmaya başlamış, neonatal dönemdeki ölümler ön plana çıkmıştır. Tüm dünyada yılda 4 milyon yenidoğan ölmektedir. Bunların %19?u doğum sonrası asfiksiye bağlı kaybedilmektedir. Bir başka deyişle uygun yaklaşımla dünyada her yıl bir milyon yenidoğan kurtulabilecektir. Asfiksi temel bir neonatal sorun olmayı sürdürmekte ve özel bir neonatal deneyimi olmayan kurumlarda da sık sık neonatal resusitasyon gereksinimi doğmaktadır Yenidoğan bakımı anlamında ülkemizde erken anne sütü uygulamaları programlı ve yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Bu kapsamda temel resusitasyon uygulamalarınında yerleştirilebilmesi için bu konuda eğitim almış ve standart uygulamaya sahip personelin yetiştirilmesi gerekmektedir. Doğumu izleyen dakikalar bebeğin uterus dışındaki yaşama uyum sağlamasına yardım edilmesi gereken kritik dakikalardır. Asfiksili bir bebeğe yaşamın ilk birkaç dakikasında yapılan girişimlerin sonuçları yaşamın niteliğini doğrudan etkileyerek tüm bir yaşam boyunca sürecek sonuçlar doğurur. Her yenidoğanın, yeterli bir resusitasyona hakkı vardır. Bu doğum odasında uygun gereçlerin her an hazır olması anlamına gelmektedir. Aynı zamanda, ilgili birimlerde çalışan sağlık profesyonelleri de yenidoğan resusitasyonunda becerili olmalı ve bir ekip olarak uyumlu çalışabilmelidir. ?Doğum odasındaki herkesi? hedefleyen bu programın ülkemizde doğumda gelişebilecek yenidoğan mortalitesini ve asfiksinin yol açacağı sekelleri en aza indirebilme konusunda önemli bir yer tutacağı gerçektir. Bu nedenle asfiksiye bağlı ölümlerin ve sekellerin önlenmesi amacıyla, her doğum salonunda mutlaka eğitilmiş en az bir personelin bulunmasının amaçlandığı Yenidoğan Canlandırılması (NRP) programı, 1998 yılında başlatılmış ve program kapsamında yer alan uygulayıcı ve eğitici eğitimleri Türkiye geneline yaygınlaştırılarak, 2009 yılı sonu itibariyle 1347 uygulayıcı kursunda, 27.119 sağlık personeli (Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanları, Anestezi Uzmanları, Pratisyen Hekimler, Ebeler, Hemşireler, Anestezi Teknisyenleri v.s.) eğitilmiştir. Kursların ülke genelinde başlatıldığı 1998 yılından bu yana değişen bilgiler ve uygulamalar nedeniyle bir grup katılımcının bilgileri güncelliğini yitirmiştir. Ayrıca NRP bilgi ve becerilerini çok fazla uygulama olanağı bulamayan sağlık çalışanlarının özellikle el becerisi yönünden yeterlilikleri kuşkulu duruma gelmiştir. NRP Güncelleme kursları, tüm bu sorunlara çözüm bulabilmek, bilgi ve beceriyi güncel tutabilmek, katılımcılarla iletişimi tazelemek ve güçlendirmek amaçlarına yönelik olarak tasarlanmıştır. Bugüne dek 63 güncelleme kursunda 1464 kişi eğitilmiştir. Neonatal döneme yönelik yürütülen NRP ve diğer çalışmalar sonucunda bebek ölüm hızı binde 17? ye, neonatal ölüm hızı ise 13? e düşmüştür. Dr.Meltem ÇAĞLAR Eğitim Şube Müdürü/Bolu Ruh Sağlığı Sosyal Hastalıklar Şube Müdürü/Bolu NRP Kurs Sorumlusu/Ankara İl Sağlık Müdürlüğü/BOLU T.C.Sağlık Bakanlığı
  • YÜKSEL ÖZDEMİR15.10.2010 12:00:00

    sn yaşar aksan hocamız ın yeni yazısını görmek onun buradaki varlığını hissetmek bizleri sevindirdi..hoşgeldiniz hocam..
  • Adem K.14.10.2010 12:00:00

    "Vilayeti Yanılttılar" başlıklı haberinizi okudum. Bakalım yanıltılan Valiliğimiz bu duruma nasıl cevap verecek.
  • yüksel özdemir14.10.2010 12:00:00

    YENİ DÜNYA HARİTASI.na sayın erol gülen yeni dünya haritasında yer almak için 1938 den bu yana hiç bir hareket yokki ülke menfaatine olsun...ona taviz buna gülücük..milli olan bir politikamız bile yok ..benim tavsiyem.HEPAR (hak ve eşitlikpartisi) toplumsal ilkeleri kitapcığını bir okuyun ve bu ülke için neler yapılabileceğini nasıl düşünmüşüz görün ...bazıları ona doktrin de diyor.....
  • Lütfü Demir14.10.2010 12:00:00

    Bolu’nun içler acısı halini yaptığı analizle ortaya koyan İmdat Aslan’a teşekkürler. Dilerim AKP’liler de bu güzel yazıyı okurlar.
  • Davut K.14.10.2010 12:00:00

    Bolu sahipsiz gibi hiç kimse olup bitene müdahale etmiyor.o kadar mimar mühendis var odaları var ama kardelen meydanındaki proje için ses çıkarmıyorlar Bolu hepimizin beyler sahip çıkalım İmdat Aslana ALT GECIT GİBİ OLMASIN yazısından dolayı teşekkür ediyorum.
  • VATANDAŞ14.10.2010 12:00:00

    Egemen ve Tayyip.. Egemen ve Tayyip.. - Egemen , biliyorsun Turgut ÖZAL ın büyük hizmetleri var Ülkeye , sence o mu daha büyük ben mi ? - Efendim , tabiki siz büyüksünüz , zira rahmetli Demirel den çok korkardı , siz takmazsınız bile... - Demirel dedin de Egemen , Demirel in de büyük hizmetleri var , sence ben mi büyüğüm Demirel mi ? - Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Demirel askerden çok korkardı , siz askerin anasını ağlattınız... Egemen in coştuğunu gören Tayyip hızını alamamış : - Peki Egemen , Hz.Ömer mi büyük ben mi ? - Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Hz. Ömer Allah tan korkardı , siz Allah tan da korkmazsınız...
  • Ruhi Timur14.10.2010 12:00:00

    Bolu Eski Valisi Halil İbrahim Akpınar ve Yeni Vali İbrahim Özçimen?in önüne farklı zamanlarda Çevre ve Orman İl Müdürü Sezgin Akay tarafından üç kez getirilen, ancak üçünde de yasal mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle reddedilen Şube Müdürü Osman Dağdelen?in atama kararının, yeni vali yardımcısına çaktırmadan imzalatılmasıyla ilgili haberinizi okudum. konudan hiç haberdar olmayan yeni Vali Yardımcısı Ömer Eru?ya, atama kararınının imzalatılmış olması tam anlamı ile bir skandaldır. Vali Yardımcımızın ve Valimizin bu durumu dikkate alarak uygun olmayan atamayı iptal etmeleri, bu yanılgıya neden olanlardan hesap sormaları gerekir.
  • gocca bolulu14.10.2010 12:00:00

    Bunları biliyormuydunuz ? ? İlk defa elektriği, gazı getiren, ilk modern eczanemizi açtıran, ? İlk otomobili getiren, 5 bin km ...kara yolunu yaptırtan, ? Dünyanın ilk metrolarından birini Karaköy-Taksim arasına yaptıran, atlı ve elektrikli tramvaylar kuran, ? Kudüs-Yafa, Ankara-İstanbul ve Hicaz demir yollarını yaptıran (Haydarpaşa Tren İstasyonunu da tabi), ? İstanbul?un binlerce fotoğrafını çektiren, Arkeoloji müzeciliğini başlatan, ? Chicago?daki turizm fuarına ülkemizi ilk kez sokan, ? Kuduz aşısının bulunmasından sonra Ülkemizin ilk Kuduz Hastanesini (İstanbul Darü?l-Kelb Tedavihanesi) açtıran, ? Polisiye romanların ülkemize girişini sağlayan, (14 yıl içinde basılan 4000 kitaptan sadece 200 kadarı dinle ilgili idi..) ? Okullara (Hristiyan okulları dahil) gönderdiği emirde, Türkçe?nin iyi öğretilmesini isteyen, Azerbaycan okullarında Türkçe yasağını kaldıran, Paris?te İslam Külliyesi kuran! ? Teselya savaşı sürerken saraylı hanımlara askerler için çamaşır diktiren de, hastaneleri ziyaret edip hastaların ihtiyaçlarını soran da, sarayın bahçesinde bile hastalara hizmet ettirten de! ? Midilli adasını eşi Fatma Pesend Hanım?ın şahsi mülkünden ısrarla verdiği para ile Fransızlardan geri alanda O! ? Israrla yerli kumaş giyen, Hereke bez fabrikası ve Feshaneyi kuran, ? Ziraat Bankasını kuran, Ticaret, Sanayi ve Ziraat Odalarını açtıran, ? Yıldız Çini fabrikasını, Beykoz ve Kağışane kağıt fabrikalarını, ? Toplu sünnet merasimleri yaptırıp her bir çocuğa çeyrek altın gönderen, bu yüzden yaz aylarında toplu sünnetleri moda eden, ? Mezuniyet törenlerinde öğrencilere hediye kitap gönderen, ? Yoksul halkına kendi cebinden ödeyerek kömür dağıtan, ? Ermeni Onnik?in mektubu üzerine kendi parasından takma bacak yaptırtan, ? Biriktirdiği parasından bir kısmını her sene borç yüzünden hapse düşenleri kurtarmaya tahsis eden, ? Modern matbaa makinelerini Türkiye?ye getirten, ücretsiz kitap dağıttıran, 6 bin kitabın çevrilmesini sağlayan, Beyazıt kütüphanesini kurup 30 bin kitap bağışlayan (10 bini el yazmasıdır), ? Yabancı bilim adamı ve yazarlara Nişanlar veren, ? Her yıl 30 bin saksı satın alıp çiçek ektiren, ? Bizim Hekimbaşı çöplüğü dediğimiz yerde gül yetiştiriciliği yaptıran da (Isparta?daki gül yetiştiriciliği de O?nun öncülüğünde başlamıştır), ? Türkiye?nin birçok yerinde saat kuleleri yaptıranda O dur! (İzmir,Dolmabahçe..), ? Hindistan, Cava, Afganistan, Çin, Malezya, Endonezya, Açe, Zengibar, Orta Asya ve Japonya ya elçiler ve din adamları gönderen, ? Latin Amerika ülkeleri ile diplomasiyi başlatan, ? Yalova Termal kaplıcalarını kurduran, Terkos?un sularını İstanbul?a taşıtan, Bursa?nın bir köyünde bile çeşme yaptırabilen O dur, (Sadece İstanbul?a 40 çeşme yaptırmıştır), ? Sarayında yaptırdığı tiyatroda oyunlar ve opera izleyen, ? Sarayda müzik okulu kurduran, çocuklarına piyano çaldırtan, hatta sarayda kızlar bandosu oluşturan, ? Kendi elleri ile yaptığı marangozluk eşyalarını hediye etmeyi seven, ? Kendisine yapılan bombalı suikast de 26 kişinin ölmesine, 58 kişinin yaralanmasına rağmen Ermeni katili affedip Avrupa da hafiyelik yapmaya gönderen de O dur. ? Doğu Türkistan?a gönderdiği askeri yardım ile Çinlilere karşı onları örgütleyen, Çin’in göbeği Pekin’de Hamidiye Üniversitesini kurdurtan da, ? Beş vakit namazını aksatmadan kılan, hiçbir evrakı abdestsiz imzalamayan (hatta yere bile basmayan [yatağının dibinde teyemmüm tuğlası bulunduruyordu]), ? Yeni gemiler alan, toplar(Çanakkale Savaşı?ndaki çoğu top), tüfekler getirten de! ? Telefonu Avrupa?dan 5 yıl sonra ülkemize getiren de O dur! ? Kiliselere, sinagoglara yardım eden (hatta Vatikan?da kilise yapılmasına bile yardım eden), ? Peygamberimize, dinimize veya Osmanlıya hakaret içeren oyunları kaldırtan (Fransa-İngiltere-Roma-ABD) (Bir piyes için bile Alman İmparatorunu devreye sokmuştur), ? ABD?nin Erzurum?da konsolosluk açmasını reddeden, İzmir limanına izinsiz girmeye kalkan ABD savaş gemisini top ateşine tutturan, ? İstanbul boğazı için iki köprü projesi çizdiren (bir tanesi tam bu günkü Fatih S.M.köprüsünün bulunduğu mevkidedir), ? Darülaceze yaptırıp içine sinagog, kilise ve cami koyduran, ? Çocuk hastanesi (Şişli Etfal [çocuklar] Hastanesi) açtıran, ? Kendisine ?Allah?ın belası?diyen Namık Kemal?i Rodos ve Sakız adası valiliklerine atayan, parasını cebinden ödediği yerde kabir yaptırtan, ? Posta ve Telgraf teşkilatını kurduran (Sirkeci Büyük Postane binası..), ? Abdülhamit ve Abdülmecid (dünyanın ilk torpido atan denizaltısı) adında denizaltılarımızı Taşkızak tersanesinde yaptırtan da (üstelik kendi cebinden..), O! ? İlkokulu zorunlu tutan (kız ve erkeklere), ilk kız okullarını açtıran, 15 tane okulda karma eğitime ilk defa geçen, ? Öğretmen yetiştirmek için okullar yaptıran (32 tane) (ör.şimdiki adı ile Bursa Çelebi Mehmet okulu), Kız Öğretmen Okullu açan (Daarül Malumat), ? Cami yaptırdığı her köyde birde ilkokul yaptıran (Mesela sadece Sivas?taki ilkokul sayısı 1637), okuma yazma oranının 5 kat arttıran, (1900 yılında ilkokul sayısı 29.130?u bulmuştu, sadece Anadolu?da 14 bin ilkokul vardı) ? Orta okul (Rüşdiye)sayısı 619?a çıktı, Fransızca dersleri konuldu, ? Lise eğitimi için İdadiler açan (109 tane), (İstanbul Erkek-Kabataş Lisesi..) ? İstanbul?da Darülfünün (Üniversite) açan, Dünyanın ilk Dişçilik okulunu kuran, ? Ayrıca Deniz Mühendis Okulu, Askeri Tıp Okulu (GATA?nın atası), Kuleli Askeri okulu, Mekteb-i Harbiyeler (Harp Okulları yani) ,Askeri Baytar Okulu, Kurmay Okulu, Mekteb-i Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fak.), Mekteb-i Tıbbıye-i (Marmara Ünv.Tıp Fak.), Mekteb-i Hukuk, Ziraat ve Baytar Mektebi, Hendese-i Mülkiye (Yüksek mühendis okulu), Daarül Muallim-i Adliye (Yüksek Adalet Okulu), Maliye-i Mekteb-i Ali (Yüksek Ticaret Okulu), Ticaret-i Bahriye (Deniz Ticaret Okulu), Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel sanatlar fak.), Hamidiye Ticaret Mektebi (İktisadi ve Ticari ilimler akademisi), Aşiret Mektebi (Osmanlılık fikrini yaymak için), Bursa?da İpekböcekçiliği okulu, Dilsiz ve Âmâ Okulu, Bağcılık ve Aşıcılık Okulu, Orman ve Madencilik Okulu, Polis Okulu onun tarafından kurulmuştur. ? Unutmadan bide Ankara?da Çoban Okulu var.. TANIYAMADINIZ MI? Hani neredeyse bütün sözde aydınların sövdüğü, öğretmenlerimizin kendi ideolojik yaklaşımı ile anlattığı, baskı yapıyor diyerek, o dönemin şartlarını bile düşünmekten aciz olan insanların sevmediği.. (Neden kimse 1925?deki Takrir-i Sükun Kanununu ile bütün muhaliflerin susturulduğunu düşünmez? Bu dönemde hükümet veya mahkeme kararıyla pek çok yayın organı kapatıldı, özellikle sol yayınlar tamamen yeraltına itilmişti. Ya da İsmet İnönü döneminde 44 gazete kapama emri verildiğini. Yakub Kadri?nin ?İsmet Paşa bir polis devleti kurdu dediğini.? Düşünmeyiz; çünkü o kişilere karşı körü körüne yargılarımız yoktur, at gözlüğü ile değil o dönemin şartlarına göre bakarız tarihe. İngilizlerin oyunu, İttihatçıların tertibi ile ?Din elden gidiyor!? gibi komik bir gerekçe ile 31 Mart vakasına maruz bırakılan, 1895-96?da Doğu Anadolu?da Ermeniler tarafından kurulmak istenen devleti, Hamidiye Alayları ile bastıran, bu sebeple Fransız tarihçi tarafından Kızıl Sultan diye isimlendirilen, SULTAN II. ABDÜLHAMİD HAN Belki de gerçekten suçluydu, kötü bir insandı. Çünkü Osmanlı topraklarında petrol araması yaptırıp 65 yerde petrol buldurması, bunun üzerine Musul topraklarını şahsi parasıyla alıp sömürgecilerin eline geçmesine mani olması.. Ya da Yahudilerin 5 milyon altın teklifine rağmen Filistin?e yerleşmelerine izin vermemesi (tahtan indirildikten sadece 8 yıl sonra emellerine kavuşacaklardır), vatan hainliğidir, Ne bileyim; 240 üyeli Osmanlı meclisine 140 Türk vatandaşı sokmayı beceren İttihatçıları dinlemeyip meclisi kapaması, Baskı yaparak devletin ömrünü 30-40 yıl uzatması, böylece o yıllarda daha genç bir subay olan Mustafa Kemal?in Türk milletinin kaderinde rol almasına vesile olması suçtu? Belki de Prof.Dr.Yılmaz Öztuna?nın dediği gibi; ?Milletimiz bu hükümdarın dehasına çok şey borçludur? Belki de Prof.Dr.İlber Ortaylı?nın dediği gibi; ?Osmanlının son hükümdarı, son evrensel imparator II. ABDÜLHAMİD?dir? Lütfen düşünün bizim kadar köklü tarihi olup ta o tarihe sırtını dönen, iftira atmaktan zevk alan, Osmanlıyı kötülemeyi Cumhuriyetçilik sayan, laik düşünceyle dinin egemen olduğu bir sistemi eleştiren, okumak yerine duymakla yetinen, araştırmadan her konuda uzman olan kaç millet vardır? Lütfen bu yazılanları tek tek araştırın, belki o zaman ne demek istediğimizi anlarsınız..
  • Tuğçe Özdilek14.10.2010 12:00:00

    Alaaddin Yılmaz’ın yaptığı yanlışlar sonucu şehrimizin yaşanmaz bir hal aldığı yağan yağmurlardan sonra daha iyi anlaşılıyor. Özellikle kaldırımlarımız ve yollarımız berbat bir vaziyette. Belediyenin bu duruma duyarsız kalmasını kınıyorum.
  • memleketim14.10.2010 12:00:00

    Sayın Makinist; ve Hüseyin Aykan bey, Sürekli gazetenizi internet ortamından takip ediyorum. Öncelikle Bolu için duyarlı ve alternatif fikirler ile gazetecilik yaptığınız için teşekkürler ediyorum sizlere... Sesimi sizlerin aracılığı ile duyuracağıma inandığım için sizlere yazıyorum. Bir gün yerel TV li izlerken Sayın Belediye başkanımızı gördüm, konu; cici taksi mahallindeki alt geçit...Başkanımız aynen şöyle diyor; "Bir gün yolda giderken bir çocuk önüme geçti, bana dedi ki; ""başkanım yaptığınız alt geçitin yaya yolundan iki tane çocuk arabası karşılıklı geçmiyor, nasıl alt geçit yaptırız"" dedi. Ben de hemen ilgili personelim ile inceleme yaptırdım. Çocuk haklı..... hemen oraya ilave yaparak sorunu çözdük" . Sayın belediye başkanımızın Köroğlu TV de ki beyanı bu. Şimdi benim gibi binlerce bolulu merak ediyor.... Yahu bir alt geçit yapıyorsunuz... başta başkan olmak üzere bir sürü inşaat mühendisi bu yaya yolunun sıkıntısını görmüyor, bir çocuk ikaz edince sanki düzeltmek bir marifet gibi bunu televizyonda anlatarak duyarlı başkan portresi çiziyor.... sadece bununla kalsa iyi, Yeni yapılanan şehirlerin imar planlarında yollar, kavşaklar, parklar, tüm düzenlemeler insanların ulşımını, yaşamını kolaylaştırmak için plan ve projelendirilir. Bizim Sayın Başkanımız "ben yaptım oldu" mantığı ile çevre yolları yaptı, elbette iyi oldu , ama kaç yıl ileriye hitap ediyor ? tartışma konusu. Başbakanın İstanbul için sürpriz projesi gibi, Bizim başkanımızın da Bolumuz için son yeniliği Kardelen meydanını trafiğe kapatması oldu. Ben Mimar değilim... Detayları ile bilmem... ama boluda yaşayan bir yurttaş olarak ulaşımda rahatlık isterim. Ya da başka bir ilden gelen bir misafir olsam, yolumu rahatça bulmak isterim. Bu konuda daha eleştirilerim devam edecek sizlerin ilgisini çekerse eğer.... Sadece Belediye başkanımız değil.... Devleti kimlerin nasıl kullandığını ve parasını nasıl mirasyeri gibi harcadıklarını sizler ile paylaşacağım..... Umarım köşenizde kendi kaleminiz ile benim eleştirilerime yer verirsiniz... Esen kalın....
  • Ankaradaki Bolulu14.10.2010 12:00:00

    imdat kardeşim vatandaş konuşmaya gelince vede şikayete gelince yakınıyorda iş sıkıntıları ortadan kaldıralım deyince yan çiziyor.Çünkü herkes korkuyor, başına bir şey gelmesinden korkuyor.Size saygılarımı gönderiyorum.
  • Mehdi Pınarlı13.10.2010 12:00:00

    Binasının önüne caddenin ortasına duba koyan insanların bu hareketlerini önleyemeyen beleiye zabıtası dükkanının önüne iki masa atan çarşı esnafına kan kusturuyor. Bu acayipliğiyeni görevine başlayan zabıta müdüründen düzeltmesini istiyoruz. Esnaflar olarak bu durumdan çok müzdaribiz. Gereginin yapılması dileği ile.
  • vatandaş hülya13.10.2010 12:00:00

    bu belediyenin yaptığı tek şey orman parkının düzeni onuda yöresel ürünlerin satış yerinde beceremediler.başkada ne yaptlar hepsini ellerine yüzelrine bulaştırdılar.İnsanlara pis su ikram ettiler çeşmelerden,yollarımızı mahvettiler, göbekler yapıldı tehlike saçıyor, yollar delikdeşik.sayayımmı daha yok yok yeter bukadar ben utandım saya saya acaba bolu belediyesi utanırmı ama nerdeeee....
  • Oğuz Akay13.10.2010 12:00:00

    Hastane Caddesi ve İsmet Paşa Caddesinde belediyenin yapmış olduğu yeni gidiş geliş değişikliği için, belediye başkanına ve bu konuda çalışma yapan yetkililere çok teşekkürler. Sebebi de kadın doğumun önünden geçen çeşitli yönlere giden otobüslere binen yaşlı , hasta, engelli Bolu halkını İsmet Paşa Caddesine, yada birkaç yüz metre daha yukarda şokun ilerisinde bulunan balık restoranının önündeki durağa yürüttükleri içindir bu teşekkür. Bakalım daha başka ne eziyetler yapacaklar. Ama idarecilerimiz sağ olsun, nasıl olsa kendileri her yöne lüks araçlarıyla gayet rahat gidip yorulmadıklarına çok seviniyorum. Halk spor yapıp genç ve sağlıklı kalsın onlar çok mutlu olurlar bence.
  • Refik Kalaycı12.10.2010 12:00:00

    Belediye meclisinde bir belediye meclis üyesinin yaptığı çarpıcı konuşmayaı gazetenizin manşetinden okudum. Bu haberi yapabilme cesareti gösteren gazetenize ve o kunuşmayı yapma cesareti gösteren Belediye meclis üyesi Erhan Beykoz’u kutluyorum. insanlar doğruları söylemedikçe eğriler düzelmez. Yolunuz açık olsun.
  • Sermet Koç12.10.2010 12:00:00

    Beyaz et festivalinde çal çal oyna, kendin çal kendin oyna, istersen çalmadan oyna misli birbirlerine plaket birbirlerine meşiye gırla girsin. Ne demek lazım bilmem ki.
Mesaj yazın !
Sağdaki kodu buraya yazın!  Gerekli

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: